Ermenistan devleti tarafından, Azerbaycanlılara karşı yürütülen etnik temizleme siyaseti SSCB’nin kurulduğu ilk yıllarda başladı.
Azerbaycan SSC’ye bağlı Dağlık Karabağ Özerk Vilayeti’nin kurulması ile Azerbaycan’da Ermenilerin azınlıkta olması sorununun çözüme kavuşmasına rağmen, o dönem Ermenistan SSC’de yaşayan Azerbaycanlılara özerklik verilmemesi tarihi adaletsizlik olarak değerlendirilmeli idi. Karabağ’ın dağlık bölgesinde yaşayan 80 binlik Ermeni nüfusuna özerklik verildiği halde, o dönem Ermenistan’da yaşayan 580 bin, Gürcistan’da yaşayan 300 bin Azerbaycanlıya özerklik verilmedi.
Bundan sonra Ermenilerin Azerbaycan’a karşı bölücü siyaseti şu yönlerde hayata geçiriliyordu:
Dağlık Karabağ’ı Azerbaycan SSC’den koparmak, Azerbaycan SSC’nin topraklarına sahiplenmek ve Ermenistan SSC’den Azerbaycanlıları göçe zorlamak.
Şu an Ermenistan adlanan topraklardan etnik temizleme siyasetinin amaçlarından birini Stalin döneminde SSCB’nin yürüttüğü siyasetin sonucu olan Azerbaycanlıların 1948-1953 tehciri teşkil ediyor. O yıllarda 150 bin Azerbaycanlı Azerbaycan’a göç ettirildi.
Ermenistan’da hayata geçirilen etnik temizlemenin yeni dalgası SSCB’nin yıkılmasının son yılarında meydana geldi. 1988’in kışından başlayarak Ermenistan’da Azerbaycanlılara karşı etnik temizleme başlandı. “Azerbaycanlısız Ermenistan” sloganı altında hayata geçirilen etnik temizleme sonucu Ermenistan yönetiminin onayıyla şu anki Ermenistan adlanan devletin topraklarından 40 bin 897 Azerbaycanlı ailesi, 185 bin 519 Azerbaycanlı zorunlu olarak tasfiye edildi. Onların hepsi evlerinden ve sahip olduklarından mahrum bırakıldı.
Bunlar 1988’de yaşandı. Sonraki yıllarda bu siyaset devam ettirildi ve 1992 yılına kadar Ermenistan’da yaşayan 250 bin Azerbaycanlı sonuncusuna kadar kendi evlerini terk etmek zorunda kaldılar.
Göç sırasında insanlar öldürülüyor ve yaralanıyorlardı. Sadece 3 gün içinde, 27-29 Kasım 1988’de Ermenistan SSC’nin Gugark, Spitak ve Stepanavan kentlerinde 33 Azerbaycanlı öldürülmüştü. Genel olarak, Azerbaycan Cumhuriyeti Savcılığı’nın verdiği bilgiye göre, 1988-1989 yıllarında Ermenistan’da yürütülen etnik temizleme siyaseti sonucu 216 Azerbaycanlı öldürülmüştü. Onlardan 49’u dağlarda donarak ölmüş, 41’i dövülerek, 35’i edilen işkencelerden sonra öldürülmüş, 115’i diri diri yakılmış, 16’sı kurşuna dizilmiş, 10’u hakaretlere dayanamayarak intihar etmiş, 2’si Ermeni doktorlar tarafından hastanede öldürülmüş, 3’ü suda boğulmuş, 1’i asılmış, 1’i azaplardan kurtulmak için intihar etmiş, 1’i elektrikle öldürülmüş, 2’sinin başı kesilmiş, 29’u kasıtlı olarak otomobilin altına atılarak öldürülmüş, 3’ü hastanedeyken sağlık hizmeti gösterilmediğinden ölmüş, 8’i kaçırılmış ve kaybolmuştu. Öldürülmüş Azerbaycanlıların tek suçu onların Azerbaycanlı olmasıydı. İnsan Hakları Bildirisi’nin ikinci maddesine göre, her bir insan ırkı, derisinin rengi, cinsiyeti, dili, dini, siyasi görüşü, milliyeti, sosyal durumu ne olursa olsun, tüm hak ve özgürlüklere sahiptir. Ama yukarıda gösterilenler inan hak ve özgürlüklerinin ihlalinin sıradan bir durumunu yansıtmıyor. Yüzyılın başlarından başlayarak planlı şekilde Azerbaycanlılara karşı hayata geçirilen etnik temizleme idi.
Esirler, rehineler ve kaybolmuş Azerbaycan vatandaşlarından sorumlu Azerbaycan Cumhuriyeti Devlet Komisyonu’nun verilerine göre, Ermenistan’ın işgali sonucu 4 bin 861 kişi esir, rehine ve kaybolanlar listesine alınmıştır.
Onlardan 341’i bayan, 58’i çocuk ve 255’i yaşlı insanlardır. Bu kategoriden olan insanlardan Ermenistan Cumhuriyeti ve Azerbaycan’ın Ermenistan tarafından işgal edilmiş topraklarında 39 bayan, 12 çocuk ve 39 yaşlı insan dahil 900 kişinin tutulduğu yer bellidir.
Ayrıca diğer kişilerin tutuldukları yerler ise belirtilmemiştir. Bu da o kişilerin ağır işlerde çalıştırılmasına, dövülmesine, işkenceye maruz kalmasına, sağlık hizmetinden mahrum bırakılmalarına imkan yaratmıştır. Esirler, rehineler ve kaybolmuş Azerbaycan vatandaşlarından sorumlu Azerbaycan Cumhuriyeti Devlet Komisyonu’na 145 Azerbaycanlı esirin, esir tutulduğu dönemde öldüğü bilgileri mevcuttur. 4 kişi Ermeni esirliğinde olduğunda maruz kaldığı hakaret ve azaplara dayanamamış, serbest bırakıldıktan sonra hayatlarını kaybetmişler.
Azerbaycanlıların esir olmaları ve rehin tutulması İnsan Hakları Bildirisinin dördüncü maddesinde belirtilmiş “kimse köle veya bağımlı şekilde tutulamaz” maddesi ile zıtlık teşkil ediyor. Bildirinin beşinci maddesinde belirtildiğine göre, kimse işkenceye veya gaddar, insan dışı, şerefine karşı muamele ve cezaya maruz kalamaz. Azerbaycanlılara karşı yapılan işkenceler bu maddelerin açık ihlalidir. Bildirinin on üçüncü maddesine göre, her kes istediği yerde yaşamak hakkına sahiptir. Kendi evlerinden kaçarak mülteci durumuna düşen insanların kışın soğuğunda, yazın sıcağında uzun süre çadırlarda yaşam mücadelesi vermesi, bu çadırları yaşam yeri olarak seçmesi onların yaşam yerlerini seçme haklarının uzun yıllar ihlaline neden olmuştur.
Ermenistan’ın Azerbaycan topraklarını işgal etmesi sonucu 900 köy, kasaba, kent yıkılmış, toplam alanı 9 milyon kilometre kare mülkleri yakılmıştır. Zarar 10 milyar dolarla ölçülüyor.
Vatandaş ve Siyasi Haklara dair Uluslararası Anlaşmanın ikinci maddesine göre, her bir devlet onun sınırları içinde olan tüm insanların bu Anlaşmada belirtilmiş haklarına, ırkı, derisinin rengi, cinsiyeti, dili, dini, siyasi görüşü, milli veya sosyal durumu veya diğer durumlara bakılmazsızın saygı duymayı ve bu hakların sağlanmasını yükümlülük olarak kabul ediyor. Anlaşmanın yirmi yedinci maddesine göre, etnik, din ve dil azınlıklarının mevcut olduğu ülkelerde bu azınlıklara mensup olan insanlar bu grubun diğer üyeleri ile beraber kendi kültürünü kullanmak, kendi dinine göre ibadet etmek, kendi dilini kullanmak hakkından mahrum bırakamaz. Ama bu maddede belirtilenler Ermenistan tarafından tamamen ihlal edilmiştir.
Ermenistan-Azerbaycan, Dağlık Karabağ sorunu sonucu çıkan savaşta Ermenistan Cumhuriyetinin silahlı kuvvetleri, paralı ve Ermeni terörist grupların yardımıyla 18 binden fazla Azerbaycanlı öldürülmüş, 50 binden fazlası da yaralanmış ve engelli durumuna düşmüş, birkaç bini ise kaybolmuştur. Mahkemesiz idamlar, sivillerin topluca katledilmesi, rehinelerin Ermenistan’da ve Azerbaycan’ın Ermenistan tarafından işgal edilmiş bölgelerinde zorunlu şekilde ağır işlerde çalıştırılması, dövülmesi, işkence ve insan dışı muameleye tabi tutulması sıran bir hal almıştır.
Ermenistan silahlı kuvvetleri tarafından işgal edilmiş Azerbaycan topraklarında hayata geçirilen “etnik temizleme”nin sivillerin topluca öldürülmesi Azerbaycan yönetimi tarafından defalarca dile getirilse de, işgal ve işkenceler devam etmektedir.
Dr. Abil İbrahimov