Osmanlı ve İran Ermenileri Kafkasya’ya ve özellikle Erivan Hanlığı’na yerleştikten sonra bölgenin nüfus dengesi onların lehine değişti. XVIII. yüzyıldan itibaren devlet kurmak için yoğun faaliyete başlayan Ermeniler, uygun ortamı bulmakta zorlanmadı.
XX. yüzyılın başlarında Rusya proletaryasının ayaklanması eyaletlerde de büyük yankı uyandırdı. Ermeniler, Çar yönetiminin Kafkasya’da zayıflamasını fırsat bilerek Erivan eyaletinde, Zengezur, Bakü, Şamahı, Gökçe, Mehri, Kafan, Eçmiadzin, Zengibasar ve Karabağ’da Azerbaycan Türklerine karşı savaş açtı.
1905 olaylarının tanığı olan ünlü Azerbaycan yazarı Mehmet Seyit Ordubadi facianın baş vermesinin nedenlerini söyle ifade etmektedir:
-Taşnaksutyun komitelerinin diktatör yönetimi uygulaması ve bu nedenle her iki halk arasında silahlı çatışmaların başlaması.
-1905 Rusya devrimi zamanı yerel Çar yönetiminin zayıflaması ve olaylarda Ermenilerin lehine çifte standart uygulaması.
-Müslüman halkın bilgisizliği ve gelişen siyasi olaylardan habersiz olmaları.
Taşnaksutyun Komitelerinin silahlı çatışmalara başlamasının en önemli nedenlerinden biri de Erivan ve civarında yaşayan Azerbaycan Türklerinin sayısını azaltmak ve burada bir Ermenistan devleti kurmak idi. Silahlı çatışmalar 23 Mayısta başladı ve 31 Mayısa kadar devam etti. Bu çatışmalarda Ermenilerin tarafında olan yerel yönetim Azerbaycan Türklerinin katledilmesine göz yumuyordu.
9 Haziran 1905’de silahlı Ermeni çeteleri Eçmiadzin iline bağlı Tekye köyüne hücum ederek köy ahalisini öldürmüş, çok az insan hayatını kurtarabilmiştir. Birkaç günde Eçmiadzin ilinde 9 Türk köyü yağma edildi ve boşaltıldı. Kafan’da Kerhane, Gatar, Helec, Saldaşlı, İncevar, Daşnov köylerinde yaşayan Azerbaycan Türklerinin bir çoğu öldürüldü, köyler yağmalandı. Gümrü ve civar köylerde yaşayanlar da Ermeni katliamından kurtulamadı. Saggarsu’ya hücum eden Ermeniler kadın, çocuk, yaşlı demeden insanları öldürmeye başladı. Köy imamı Molla Hasan Efendi Kuranı elinde tutarak Ermenilerin kadın ve çocuklara dokunmamaları için yalvarsa da bir sonuca ulaşamadı. Köy yağmalandı, insanlar katledildi. 1905–1907 katliamından hayatını kurtarabilen insanlar İran’a ve Türkiye’ye göç etti. Silahlı Ermeni çeteleri girdikleri her köyü işgal ederek, Azerbaycan Türklerini öldürüyor ve kovuyorlardı. Onların başlıca gayesi bölgede Azerbaycan Türklerinin sayını azaltmaktı.
1905 proleter harekâtın başarısızlıkla sonuçlandığını gören Ermeniler Azerbaycan Türklerine yönelik saldırılarına devam ederek Zengezur köylerine saldırdılar. 9 Ağustos 1906’da Ermeniler Rus ordusunun desteği ile Okucu-Şabedek köyüne hücum ettiler. Ermeni ve Rus askerlerinin hücumuna birkaç gün karşı koyduktan sonra civar köylerden yardım gelmediği için Okucu-Şabedek köyü boşaltıldı.
Ermeni çetelerinin Azerbaycan Türklerine karşı uyguladığı güç politikası sonunda XX. yüzyılın başlarından itibaren Erivan eyaletinde Azerbaycan Türklerinin yaşadığı köy ve insan sayısı azaldı. Örneğin, 1886–1897 yılları arasında Erivan eyaletinde Azerbaycan Türklerinin nüfus artışı 40 bin kişi olduğu halde 1906–1916 yıllarında (1886 istatistiklerine göre Ermenilerden 61 bin kişi fazla olmasına rağmen) sadece 17 bin kişi olmuştur.
1905–1906 katliamları sonucu binlerce Azerbaycan Türkü öldürüldü veya göç ettirildi. Ermeni çeteleri ve Rus askerlerinin ortak hareket planı beklenen sonuçları vermese de Erivan eyaletinde bir çok Türk köyü işgal edildi. Ermeniler yarım kalmış planlarını 1918’de yeniden hayata geçirmeye başladı.
Ekim 1917 devriminin sonuçları Kafkasya’da siyasi durumu kökünden değiştirdi. Bolşeviklerin barış bildirisi ve “Rusya Halklarının Hukuk Beyannamesi” yayınlandıktan sonra Bolşeviklerin Azerbaycan’a karşı tutumu bağımsızlığını kazanması için yardımcı olmayacakları, aksine engel olacakları ortaya çıktı. Buna karşılık Azerbaycan Bolşevikleri Ekim devrimine umutla bakıyordu ve Bakü’de propagandalarına hız verdiler. Azerbaycan’da Bolşeviklerin siyasi desteği zayıftı ve 22 Ekimde Bakü Sovyet’ine yapılan seçimlerde sadece 3770 oy alabilmişti. Azerbaycan’ın siyasi hayatına yeni giren Müsavat Partisi ise toplam oyların yaklaşık %40’ını almıştı. Müsavat Partisinin başarısı Bolşevikleri rahatsız ediyordu. Rusya’nın geleneksel Kafkasya politikasını yeni bir ideoloji perdesi altında hayata geçiren Bolşevikler siyasi altyapı çalışmalarına hız verdi. Özellikle Bakü’nün petrol sanayi merkezi olması nedeniyle Bolşevikler her hangi bir yolla Azerbaycan’ı ele geçirmek ve kontrol altında tutmak istiyordu.
Ermeni Taşnaklar ve Bolşevikler Ekim devriminden hemen sonra Lenin’in imzasıyla “Batı Ermenistan Hakkında” beyanname yayınlanmasını başardılar. Bu, Bolşevik hükümetin Ermeni meselesine olan ilgisinin bir sonucuydu. Beyannamenin imzalanmasından sonra “Büyük Ermenistan” kurulmasında bir engel olarak görünen Erivan eyaleti ve başka bölgelerde yaşayan Azerbaycan Türklerini bölgeden tamamen çıkarmak veya hiç değilse sayılarını çok aza indirmek gerekiyordu. Ekim devriminden sonra Kafkasya’da gelişen siyasi olayları dikkate alan Taşnaklar Erivan, Zengezur ve başka bölgelerde Azerbaycan Türklerine karşı silahlı eylemlere başladı. Birinci Dünya Savaşında Brest-Litovsk Antlaşması gereğince Kafkasya cephesinden geri çekilen Rus orduları silah ve cephaneyi Ermenilere bırakmıştı. Kafkasya’da askeri ve siyasi durum çok ciddi idi ve gelişen olaylar bir merkezden yönetilmiyordu.
5 Mart 1918’de Baku’de ilk silahlı çatışma başladı ve başka bölgelere de yayıldı. Özellikle de Erivan, Zengezur ve Gökçe’de yaşayan Azerbaycan Türkleri için büyük tehlike ortaya çıktı. Antranik’in komutanlığında Ermeni silahlı çeteleri Gökçe’de Çamırlı, Medine, Anağızoğlu, Kışlak, Gulalı, Küsecik, Alçalı, Küçük Karakoyunlu ve Delikardeş köylerine hücum ederek bir çok Müslüman’ı katlettiler. Bu katliama katılan Yarbay Vahram “kahramanlığını” şöyle ifade etmişti. “Ben hiçbir şeyin farkına varmadan Basarkeçer ahalisini mahvettim. Ancak bazen kurşunları kullanmak istemiyordum. Bu köpekleri öldürmenin en kolay yolu şudur ki, savaş sonrasında sağ kalanların hepsini kuyuya atıp üzerlerine ağır taşlar atmak gerekiyor ki onlar sağ kalmasınlar. Ben de aynen böyle yaptım. Bütün erkekleri, kadınları ve çocukları kuyulara attım, kuyunun ağzını taşlarla kapatarak onları ölüme terk ettim”.
Ermenistan bağımsızlığını ilan edene kadar Taşnak komitelerinin silahlı birlikleri, daha sonra da resmi hükümet ordusu Azerbaycan Türklerini katletmeye devam etti. Rusya Genel Meclisi, Bolşevikler tarafından dağıtıldıktan sonra Kafkasya üyeleri 23 Şubat 1918’de “Mâverây-ı Kafkas Komiserliği”ni kurdular. Bu Komiserlik Kafkasya’nın yüksek hakimiyet organı olmalıydı. Ama Mâverây-ı Kafkas Komiserliği üyeleri arasında Kafkasya’nın dış politikası konusunda büyük anlaşılmazlıklar ortaya çıktı. 22 Nisan 1918’de “Kafkasya Bağımsız Federe Devleti” ilân olunduysa da taraflar arasında çekişmelerin devam etmesi üzerine 28 Mayıs 1918’de Ermenistan bağımsızlığını ilan etti ve Taşnaklar 1918’de Kars vilayetinin ve Erivan eyaletinin bir kısmını müttefik ordulardan almayı başardılar.
1918’de Kafkasya konusunda Türkiye, İngiltere ve Almanya arasındaki anlaşmazlığı fırsat bilen Antranik Zengezur’a saldırdı. Hazırlıksız yakalanan köy ahalisi Karabağ, İran ve Erivan’a giderek canlarını kurtarabildi. Eylül ayından itibaren Zengezur üzerine hücumlar yeniden başladı. Rut, Darabe, Agadu ve Bagudı köyleri tamamen dağıtıldı, Arkhalı, Şyagur, Melikli, Pulkent, Şeki, Kızılcık köyleri ise zarar gördü. Bu köylerde toplam 500 kişi Ermeniler tarafından öldürüldü.1918 sonlarında ise Zengezur’da Azerbaycan Türklerinin yaşadığı 115 köy dağıtıldı. Toplam 7739 kişi olmak üzere 3257 erkek, 2276 kadın ve 2196 çocuk öldürülmüştü.Antranik, Khmbapet Dro ve Hamazasp’ın silahlı çeteleri köyleri yakmış, insanları öldürmüş veya zorla göç ettirmişti. Ağustos 1918’de Iğdır ve Eçmiadzin’de 60 köy Dro’nun silahlı çeteleri tarafından yağmalandı.
1918–1920 Taşnak iktidarı zamanı Ermenistan’da yaşayan 575.000 Azerbaycan Türkünün 565.000’i katledilmiş veya zorla göç ettirilmişti. Bazı Ermeni araştırmacıları da bu verileri onaylamaktadır: “1920’de Sovyet hükümeti zamanı Taşnakların yürüttüğü politika sonucu burada 10.000 kişiden biraz fazla Türk kalmıştı. 1922’de 60.000 göçmen geri döndükten sonra Azerbaycan Türklerinin sayısı 72.596 kişi olmuştur”.
1918-1920’de Azerbaycan Türklerinin katledilmesi veya zorla göç ettirilmesi 1905 katliamının devamı idi. Bu süre zarfında Ermeniler ciddi bir teşkilatlanma sürecine girmiş, silahlanmış ve propaganda faaliyetlerini genişletmişti. 1918’de Ermenistan (Ararat) Cumhuriyetinin kurulmasıyla Ermenilerde milli kimlik ve devlet anlayışı ivme kazandı. İki yıllık (Mayıs 1918-Kasım 1920) Taşnak iktidarı zamanı Azerbaycan Türklerinin % 60’ı öldürüldü.Azerbaycan ve Gürcistan’a karşı savaşan Taşnaklar ülkeyi ekonomik ve siyasi olarak çok kötü duruma düşürdüler. Taşnaklar inatla Gürcistan’dan Borçalı ve Ahılkeleyi, Azerbaycan’dan ise Karabağ, Nahçivan ve Gence eyaletinin bir kısmını talep ediyordu. 1918 katliamı 1905 olaylarının devamı ve 1930, 1949–1953, 1988 katliamının temeli oluşturdu.
Hatem CABBARLI: “Geçmişten Günümüze Ermenistan’da Azerbaycan Türkleri” makalesinden alıntı www.eraren.org