12 Mayıs 1999 tarihinde Ermenistan-Azerbaycan sorununda ateşkes ssağlanması için uzlaşmaya varılmasının beşinci yılı doluyor.
Silahlı ihtilafa dahil taraflar, arabulucuların etkin yardımı ile kalıcı bir çözüm elde edilinceye kadar ateşkes düzeninin sürdürülmesi konusunda mutabakata vardılar. Cumhuriyetteki durumun istikrara kavuşturulması ve Azerbaycan’da düzenli ordunun kurulmasına yönelik muazzam çabalar sonucunda bunu başarmak mümkün oldu Beş yıllık süre zarfında ülkenin silahlı kuvvetlerini kurmak ve güçlendirmek mümkün oldu. Silahlı kuvvetlerimiz, çoğu zaman genel bir komutanlığın dahi olmadığı birbirinden kopuk ekiplerden ve silahlı gruplardan günümüzde iyi bir düzeyde örgütlenmiş ve çağdaş teknoloji ile donatılmış, saldırganı geri püskürtebilecek bir orduya dönüşmüştür. Tüm bunların sonucunda biz saldırıları durdurmayı, kan dökülmesini, yıkımları, insan kaybını ve trajedileri sona erdirmeyi başardık.
Azerbaycan Cumhuriyeti’nin, geçen beş yılda katettiği gelişme yolu işbu kararın zamanında alındığının ve doğruluğunun somut bir kanıtıdır.
Ateşkes sağlanması sonucunda biz kendi devlet düzenimizi pekiştirme, demokratik reformları, özelleştirme sürecini uygulama, pazar ekonomisine geçme, Azerbaycan Cumhuriyeti’nin bağımsızlığını ve egemenliğini sağlayan devlet kurumlarını oluşturma olanağını edindik. Ülkenin çökmüş ekonomisi ateşkes ortamında canlılık kazanmaya başladı. Ekonomik reformların başarılı bir şekilde uygulanması açısından çok büyük gereklilik arz eden yabancı sermayenin ülkeye akışı sağlandı. Azerbaycan dünyanın en büyük yabancı şirketleri ve yaygın iş çevreleri açısından cazip bir ülkeye dönüştü.
Elde olunan istikrar sonucunda dünyanın birçok öncü ülkeleri ile Azerbaycan arasında karşılıklı stratejik ve ortaklık ilişkileri kuruldu ve bu, başarılı bir şekilde gelişmektedir. Petrol anlaşmaları ve öteki anlaşmaların imzalanması, Avrupa-Kafkasya-Asya koridorunun oluşturulmasına ilişkin uluslararası projelerin yaşama geçirilmesi binlerce Azerbaycan vatandaşına iş olanağı sağladı.
Bunun yanı sıra Azerbaycan, Ermenistan-Azerbaycan sorununa barışçıl yoldan çözüm bulunması ve bölgenin tüm ülkeleri ile karşılıklı faydaya dayalı işbirliğine yönelik barışçı bir politika izlediğini bütün dünyaya gösterdi.
Tüm bu anlattıklarım beş yıl önce sağlanmış olan ateşkes sonucunda elde edilen başarıların yalnızca kısa özetidir. Ateşkes elde edilmeseydi, tüm bunlar da sağlanamazdı.
Fakat ateşkes henüz barış demek değildir. Azerbaycan topraklarının %20’den fazlası hâlâ işgal altında iken, bir milyon kadar yurttaşımız hâlâ göçmen ve mülteci durumunda iken, böyle bir ortamda ne savaş ne barış durumu bizi hiçbir şekilde tatmin edemez. Bu nedenle biz anlaşmazlığın görüşmeler yoluyla barışçıl yöntemlerle çözümü, işgal edilmiş toprakların boşaltılması ve yurttaşlarımızın doğup büyüdükleri yerlere geri dönmeleri için mümkün olan her şeyi yapacağız.
Minsk Grubu çerçevesinde yapılan yoğun müzakereler sırasında ve Azerbaycan’ın katıldığı bütün uluslararası toplantılarda bizim etkin tutumumuz sonucunda temel amaca ulaşmak mümkün olmuştur: Bizim yoğun çabalarımız sonucunda bugün Dünya Topluluğu Ermenistan-Azerbaycan anlaşmazlığı hakkındaki gerçeği – yani Azerbaycan’ın tecavüzün kurbanı olduğunu biliyor. Ermenistan’la ihtilafın başlangıç aşamasında Azerbaycan’ın bulunduğu enformasyon ablukası artık yarıldı ve bugün Ermenistan, anlaşmazlık süreci ve bunun çözümüne ilişkin çabaları araştıran uluslararası iletişim araçları üzerinde tekel sahibi değildir.
1994 Budapeşte zirve toplantısında büyük çabalar sonucunda şöyle bir karar alındı ki, uzlaşma sağlandığında AGİT, ihtilaf bölgesinde barışın tesisi için çokuluslu barışı koruma operasyonuna başlamak için hazır bulunacaktır.
1996 yılında yapılan AGİT Lizbon Zirvesinde bizim çabalarımız ve AGİT üyesi 53 devletin desteği sonucunda üç ilke tespit edildi ve bunlar Ermenistan-Azerbaycan anlaşmazlığının adil çözümü için uluslararası hukuksal bir zemin oluşturdu. Aynı ilkeleri İslam Konferansı Örgütü üyesi ülkeler de desteklediler. Tüm bunlar şu demek oluyor ki, bugün dünyanın 108 devleti AGİT Lizbon Zirvesinin kararlarını tamamen destekliyor. Bu kararlar anlaşmazlığın şu zeminde çözümünü öngörüyor:
– Azerbaycan Cumhuriyeti’nin ve Ermenistan Cumhuriyeti’nin toprak bütünlüğü;
– Azerbaycan Cumhuriyeti’nin sınırları içinde Dağlık Karabağ’a en geniş özerkliğin tanınması;
– Dağlık Karabağ’ın tüm nüfusunun güvenliğinin garanti altına alınması;
Ne yazık ki, Ermenistan ve anlaşmazlığın devam etmesinde çıkarı olan güçlerin yapıcı olmayan tutumu ihtilafın çözümünü henüz mümkün kılmamaktadır. Fakat biz tüm engellere rağmen barışın sağlanacağına ve Güney Kafkasya bölgesi halklarının istikrar ve güven ortamında gelişme olanağını kazanacaklarına inanıyoruz.
Azerbaycan Cumhurbaşkanı olarak ben bugün beyan ederim ki, Azerbaycan Cumhuriyeti, Ermenistan-Azerbaycan sorununa kalıcı bir çözüm sağlanıncaya kadar ateşkes koşullarına bundan böyle de hep uyacaktır.
Çeviri 13 Mayıs 1999 tarihli AZERBAYCAN Gazetesinden yapılmıştır.