1918 yılında Ermenilerin Azerilere karşı yaptıkları soykırımda on binlerce insan hunharca katledilmiştir. Müslümanlara yapılmış mezalimin tahkik olunması, cinayetlerin kayıtlara geçmesi, katillerin bulunması ve maddî zararın belirlenmesi için 15 Haziran 1918 tarihli karara esasen Fevkalâde istintak Komisyon-Olağan Üstü Tahkikat Komisyonu kurdu.
Başkanlığını Ali Ekber Hasmemetov’un yaptığı Tahkikat Komisyonunda Rus albaylarına da önemli görevler verilmişti. Komisyon üyeleri olan bu şahıslar kaza mahallinde araştırmalar yapmak, olayları tutanaklarla belgelemek, sanık ve tanıkların belirlenmesi hususunda görevlendirilmişlerdir. Kanımızca böylesine önemli bir konuda olayların nesnel bir şekilde değerlendirilmesi açısından üçüncü taraf olan Rusların seçilmesi son derece isabetli bir karar olmuştur. Bu nadir belgeler ilk defa yayımlanması ve üçüncü tarafın kaleminden, Ermeni terörünün gerçek yüzünün ortaya çıkarılması açısından büyük önem ve değer taşımaktadır.
Azerbaycan Olağanüstü Tahkikat Komisyonu üyesi Mihaylov’un, Cevanşir, Şuşa, Cebrail, Zangezur ve Gence vilâyetlerinde, Ermeniler tarafından yapılmış Müslüman köylerindeki can kıyımı hakkındaki araştırma raporu. Azer.Cum.MDA Fond 100, Siy.2, İş791, s.83-95
1. Zangezur İli
Zangezur şimdi de çok zor durumdadır. Çünkü Ermeniler Müslümanlara karşı zulümleri devamlı sürdürmektedirler. Dağlık bölgelerde bulunan Zangezur ilinin, Şuşa ve Cebrail illeri ile bağlantısı bulunmamaktadır. Müslüman köylerinin Ermenilerin yoğun yaşadığı köylere çevrilmesi, Ermenilere cesaret vermiştir. Bu durumu fırsat bilen Ermeniler sayılarının çoğunluğundan yararlanarak yörede üstün duruma sahip olmuştur. Zangezur ili Müslümanlarının diğer Azerbaycan illeri ile kıyasla durumlarının daha kötü olmasının nedeni, burada silâhlı Ermeni haydutlarının yanı sıra General Andronik önderliğindeki organize edilmiş Ermeni askerlerinin bulunmasıdır. Elinde belirli bir askerî gücü bulunan General Andronik, Azerbaycan topraklarına dışarıdan intikal etmiş ve muhtemelen Ermeni cumhuriyeti hükümetlerinden direktif almıştır. Andronik, Müslüman nüfusun, Ermeni cumhuriyetine tâbi olmalarını, aksi takdirde yaşamakta oldukları toprakları terk etmelerini talep etmiştir. Andronik’in bu eylemi bu toprakların Ermeni cumhuriyetine dâhil etme çabası olarak algılanır. Zangezur ilinin Müslümanları köylerinde tüm dünyadan kopmuş, hiçbir yerden yardım almadan yaşamalarına rağmen Ermenilerin taleplerine uymak istememişlerdir. Ermeniler ise onlara karşı korkunç sert tavır izlediler. Kendi devletinin topraklarını genişletmek isteyen Ermeniler, hiç acımadan Müslümanlara zulüm yapmaya devam ettiler. Hatta Müslümanların kendi istekleriyle evlerini terk etmesine rağmen Ermenilerin onların köylerini talan ettikleri yetmedikleri gibi Müslümanların evlerini yerle bir ediyorlar ve kendilerini de vahşice katlediyorlardı. Günümüzde sadece Ohçinski kasabasında yaşayan Müslümanlar kendilerini kahramanca korumaktadırlar.
Sisyan yöresindeki 1’inci polis bölgesinde bulunan Müslüman köylerinin tamamı, 2’nci polis bölgesindeki Müslüman köylerinin büyük kısmı, 3-4’üncü ve 5’inci polis bölgelerindeki Müslüman köylerin bir kısmı yok edilmiştir. Bazı köyler yerle bir edilmiş, 50.000 civarındaki Müslüman mültecileri 4’üncü polis bölgesi ve Cebrail iline yerleşmişlerdir.
Tanıkların ifadeleri ve resmî belgelere göre, Zangezur ilinde 115 köy yok edilmiştir: 1) Agdu, 2) Derebas, 3) Dulus, 4) Gurtlar, 5) Seki, 6) Urut, 7)Vegdü, 8) irmiş, 9) Behrili, 10) Kizilçik, 11) Derekent, 12) Garakislise, 13)Melikli, 14) Dortın, 15) Dovruz, 16) Garadıga, 17) Ohtar, 18) Çobanli, 19)Gadayolu, 20) Çullu, 21) Şebedin, 22) Almalık, 23) Çanahçi, 24) Cibili, 25)Ağkend, 26) Turaphanlı, 27) Gulud, 28) Bekdaş, 29) Incevar, 30) Şiznak, 31) Karaçimen, 32) Katar, 33) Seydler, 34) Helec, 35) Doşnov, 36) Baydağ, 37) Noroşenik, 38) Cemli, 39) Guygulu, 40) Gemerat, 41) Derzili, 42)Kazanşi, 43) Şayıpl, 44) Tagamir, 45) Tey, 46) Atkis, 47) Şarikan, 48)Dolutlu, 49)Avganl, 50) Tanzaver, 51) Mec, 52) Hocahan Birinci, 53)Emitlu, 54) Bukegar, 55) Mülk, 56) Benövşepüş, 57) Varşanazur Birinci, 58) Vartanzur İkinci, 59) Legaz, 60) Alidara, 61) Marzigit, 62) Tugut, 63)Puşanlı, 64) Rezidere, 65) Memed İsmail, 66) Guman-Daganl, 67)Tatarkent, 68) Kulu-Kişlag, 69) Zamlar, 70) Askpar, 71) Karagöl, 72)Çuhur-Yurt, 73) Necefler, 74) Karakul, 75) Şaifli, 76) Gegeli Birinci, 77)Gegeli İkinci, 78) Burunlu, 79) Burceliler, 80) Gün-Kişlag, 81) Canbar, 82)Hırdakışlag, 83) Tuafşalu, 84) Şirikan, 85) Gazanşi, 86) Karalar, 87)Gereman, 88) Hotanan, 89) Ohtalı, 90) Hudayarl, 91) Şekerli, 92) Kiliçli, 93) Tamalu, 94) Nevedi, 95) Tugut, 96) Baharlı, 97) Sanal, 98) Safi-Yurt, 99)Kurgilu, 100) Çataris, 101) Priveysli, 102) Meşedi-lsmaillar, 103)Burcalar-Derzili, 104) Subuklu, 105) Mezmezek, 106) Kazıkur-dalı, 107) Fercan, 108)Suarası, 109) Bayramuşagı, 110) Kokna-Kend, 111) Kyüşlek, 112)Zebuh, 113) Baylandur, 114) Bağirbekli, 115)Keravis-Abdallar.
Yukarıda adı geçmiş köyler, Ermeniler tarafından yakılmış ya da tamamıyla yerle bir edilmiştir. Daha sonra yine kendine özgü ismi olmayan ona yakın (2 ve 5 hanelik köy) yaşayış mıntıkası yok edilmiştir.
Yakılmış, yağmalanmış ve Ermenilerce işgal edilmiş bu köylere -günümüze kadar- Müslümanlar giremiyorlar. Bu kısa makalede, her köyde yapılmış zulümlere teker teker, ayrıntılı olarak değinmek mümkün olmamaktadır. Ermenilerin akıl almaz şiddet ve zulümleri, köylerdeki katledilmiş insan sayısı hakkında ayrıntılı bilgiler Zangezur ilindeki araştırma belgesinde ek olarak sunulmuştur. Bu raporda Ermenilerin, masum Türk Müslümanlarına karşı yapılmış mezalimlerinin en vahşî şiddet olayları belirtilmektedir.
Yukarıda adı geçen köylere göre öldürülen kişi sayısı 3257 erkek, 2276 kadın ve 2198 çocuk olarak belirtilmiştir. Dolayısıyla Zangezur ilinde öldürülmüş ve sakatlanmış Müslüman nüfusun toplam sayısı 10.068 kişidir. Ancak katledilen kişi sayısının gerçekte bu rakamdan daha çok olduğu anlaşılmaktadır. Çünkü korkunç kargaşa ortamında ve Müslümanların panik hâlinde kaçmaları sırasında öldürülen kurbanların çoğu belirlenememiş ve sayıları da açıklanamamıştır.
Tanıkların ifadelerine göre, Ermeniler tarafından gerçekleştirilen önemli şiddet olayları aşağıda belirtilmiştir:
1.Meselâ Buğudu köyünde Ermeni haydutlarına verilen 15 genç kız, yaşanan namus rezilliğini kaldıramadıklarından ve fizikî acılardan vefat etmiştir.
2.Aynı köyde Ermeni baskını sırasında camiye sığınan 400 kişi diri diri yakılarak öldürülmüştür. Camiin kapılarını kapatıp pencereden el bombası atan Ermeniler daha sonra insanlara acımadan camii ateşe vermişler.
- Adı geçen Buğudi köyünde hançerle öldürülen Müslüman kadını …
…’nın cesedi, göğüsleri kesilmiş hâlde bulunmuştur. Kesilen kadın göğsü hançerle kesilmiş bebeğin ağzına sokulmuştur. - Aynı köyün sakini………………. Ermenilerce katledilmiş, gurbanın cinsel organı kesilerek ağzına sokulmuştur.
- Adı geçen köyün genç kızları……………. ,……………. ve…….. Ermenilerin tecavüzü sırasında hayatlarını kaybetmişlerdir.
- Buğudu köyüne yakın bir köyde………………… göğüsleri kesilerek öldürülmüş ve arkasına nal çakılmıştır.
- Nüvedi köyünde Ermeniler yatakta hareketsiz yatan ihtiyar Esadbey Melik Abbas’ı süngüyle öldürmüşlerdir.
- Nüvedi köyünde Ermeniler sokakta koşan çocukların kafalarını kılıçla uçurmuşlardır.
9.Seki köyünün sokaklarında göğüsleri kesilmiş kadın cesetleri yanında ikiye parçalanmış bebek cesetlerine rastlanmıştır.
lO.İmişli köyünde Ermeni baskını sırasında, çocukları kılıç ve süngüye takmışlardır. Buna ek olarak çok sayıda parçalanmış ceset bulunmuştur.
11.Ağdü köyünde Ermeniler Müslümanlardan Hristiyanlığı kabul etmelerini talep etmiş ve kadınların göğüslerini kopartarak bebeklerin ağızlarına sokmuşlar.
- Ağdü köyünde Ermeniler,……………… ‘nun ayaklarının ucunu kesmişler
ve silâh zoruyla, kamçılayarak yürümesi için zorlamışlar, kan kaybından ölene kadar yürütmüşlerdir.
- Birçok genç kız tecavüz edildikten sonra öldürülmüştür.
14.Çullu köyünde yataktaki dokuz hasta hançerle kesilerek öldürülmüştür.
15.Bagırbeyli köyünde erkek, kadın yedi kişiyi bir eve kapatarak evi ateşe vermişlerdir.
16.Adı geçen köyde Müslümanların kol, ayak ve başı kopartılan cesetleri tanınmaz hâle getirilmiş ve kime ait olduğu tespit edilememiştir.
17.Gatar köyünün saygıdeğer ihtiyarı Mesedi-Galandan Meşedioğlu yakıt dökülüp yakılarak öldürülmüştür.
18.Aynı Gatar köyünde Ermeniler Kerbalayi Allahverdi Hüseyin Alioğlu’nun ayak ve kolunu bağlayarak boğazlanmışlardır.
19. Birinci Vrtanzur köyünde çok sayıda boğazlanmış kadın ve çocuk cesedi bulunmuştur.
20.Erivan vilâyetinde Novobayazit (Yeni Beyazit) iline bağlı Rahman Efendi köyünde ihtiyar İbrahim Hacı Hüseyinoğlu’nun canlı olarak gözleri çıkarılmış, öldürülmesinden sonra cesedi yakılmıştır.
Yukarıda, Zangezur ili Müslümanlarının yaşadığı zulüm kısaca anlatılmıştır. Müslümanları vahşice öldürme ve tecavüz olayları o kadar çoktur ki, mevcut makalede belirtmek mümkün değildir. Görgü tanıkları, bu gibi tüyler ürperten cinayetlerin hemen hemen Ermeniler tarafından baskına uğramış bütün köylerde gerçekleştiğini bildiriyorlar.
Yıkılan ve yakılan Müslüman köylerini büyük çoğunlukla Ermeni ordusu generali Andronik’in il (yukarıda belirtilen iller) sınırlarına girmesiyle hız kazanmış ve çok sayıda tanığın ifadelerine göre, baskınlar Andronik’in önderliğinde yapılmıştır. Bütün bu olaylar 1918 yılının yaz ve sonbahar aylarında gerçekleştirilmiştir.
Köylere baskın yapan Ermenilerin çoğu Müslümanlarca tanınmıştır; bunları tanıkların ifadelerinden ve resmî belgelerden öğrenmiş bulunuyoruz.
Tanınan Ermenilerin sayıları yüzlercedir. Bu isimler zamanı geldiğinde bazı soruşturma belgelerinde belirtilecektir. Bu belgede direkt tanıkların ifadeleri üzerine Ermeni baskınlarına direkt önderlik eden ve cinayet işlemiş bazı Ermenilerin isim ve soyadları belirlenmiştir. Bunlar: Görüş şehrinden Nikolay Osipov, Simyon Miramov, Darabas köyünden Şamir Şahnazazor, Megri köyünden David Arsak, Matovos, Vahians, Kovar Arazasp, Gelir Agabek köyünden Melik Ogancanov, Astazur köyünden asker Agabek Murdusi Latvakanov, Nikolay Barsamov, sürgün kaçkını, takma adı “Japon” Ostozurski, din adamı, rahip Ter-David, Darabas köyünden David ve Kaspar Keşisovlar, Ahlatyan köyünden Ovakim Gevokov ve Yagup Arustamov, Kalaçı köyünden ivan Marirosov.
Zulümlerin kısaca özeti bildirildikten sonra, Kolanı cemaatinin on iki köyüne yapılmış kıyımlardan/yıkımlardan da söz etmek gerekmektedir:
1.Maragalı köyünün Ermenileri köylerindeki iki Müslüman’ı (Muhammet İskenderoğlu ve Müslüm Rehimoğlu) öldürerek cesedi “Daş-Arık” kanalına atmışlardır.
2.Fındıklı’da Tavşanlı Ermenileri Ferhad Caferkuluoğlu isimli köy habercisini iki Müslüman arkadaşıyla birlikte öldürmüşlerdir.
Tüm bu cinayet emellerinde iştirakları tespit edilen şahıslar şunlardır: Manuçar Pogosov, Agalo Ogancanov, Dulus köyünden Nepogos Kaprielov, Şarkiscan Tevosov, Darabes köyünden Stephan Pagasov, Aleksandr Kukiyev, Sirkatas köyünden Misrop Kuniyev, Efrem Rustamov, Kuris köyünden Lalazar ve Garip Garipovlar, Savakar köyünden Huba Davidov, David Mnasakanov, Manuçar Tüniev, Astazur köyünden Kostant Asriev, Hotanan köyünden subay Ovanes Ter-Petrosov, Haçatur Davidov, Ahtahana köyünden din adamı Ter-Grikor, Ter-Minasov, mühendis Sumbat Melik Stepanov, Geryusahhan şehrinden eski polisler Isak Buşinev ve Soratikov, Mugançik köyünden Dadaş ve Haçatur, Osipov, Gülgüm köyünden Tevi Mnasakanov, Ugurçalı köyünün eski muhtarı Nikolay Petrosv, Bıh Samson Melik köyünden Parsadanov, Akarak köyünden fvan Kazarov, Ayrapet Stephanov, Efrem Agahanov, Arsak Simonov, Dig-isak köyünden Afuhsov, Krikor ve Bahsi Seyranovlar, Arçazur köyünden Sumbat Melik Stephanov ve son olarak Kovar köyünden Agalo Pogosov.
Zangezur ilinde Ermeniler tarafından yüzden fazla Müslüman köyünün yıkılması, on binlerce büyük baş hayvanın ve yüz binlerce koyunun yağmalanması, bağ ve tarlaların yok edilmesi Müslümanların ekonomik durumunu kötü etkiledi. 50.000’e yakın mülteci Azerbaycan köylerine akın etmiş ve en az yaklaşık yarım milyar ruble zarar görmüştür.
2. Cebrail İli
Cebrail ili, on iki Müslüman, üç Ermeni köyünden oluşmaktadır. Cebrail topraklarının büyük çoğunluğu düzlükten oluşmaktadır. Müslüman köylerinin çoğunluğu da düzlükte yerleşmiştir ve Ermeniler buraya direkt saldırmaktan çekinmişlerdir. Dolayısıyla Cebrail ilinde Cevanşir ilinde olduğu gibi, çoğunlukla zarar gören Karabağ dağının eteğindeki köyler olmuştur.
Sorgulanmış şahitlerin ifadelerine göre, Müslümanlar 1918 Aralık ayına kadar (dağlıkta yaşayan toprak sahipleri ve köylüleri) Ermenilerin Karabağ’ın başka illerindeki Tatar köylerinde yapmış oldukları zulümleri duymuş ise de koruma amaçlı çalışmalara girişmemişlerdir. Çünkü onlara, komşu köydeki Ermeniler her zaman güvence vermişlerdir. Dolayısıyla Ermenilerin kendilerine saldıracağını düşünmemişlerdir. Bu sırada Ermeniler ise Müslüman köylerine baskın düzenleme hazırlıklarına başlamışlardır.
1918 yılının Aralık ayının ilk günlerinde Cebrail ilinde Ermenilerin silâhlı ayaklanmaları patlak verdi. Kısmen hayvan kaçırma, Müslümanları katletme eylemlerini başlatmışlardır, örgütlenmiş silâhlı gruplar Tatar köylerine saldırmışlardır. Bütün olanlara rağmen, tanıkların ifadeleri Müslümanların Ermeni saldırılarını beklemediklerini göstermiştir. Meselâ Karabağ General Gubernatoru’nun adına yazdığı 17 Şubat 1919 tarihli, 84 no.lu raporunda şu ifadeler yer almıştır, “ilin Müslüman sakinleri ortaya çıkmış olayları büyük bir üzüntüyle karşılamış ve herhangi bir aktif faaliyette bulunmaksızın Ermenilere karşı sadece kendini ve malını koruma amaçlı pozisyon almıştır. Müslümanlar Ermenilere karşı herhangi bir kanun dışı eylemde bulunmamışlardır. Bunun delili olarak hiçbir Ermeni köyünün zarar görmediğini ifade edebiliriz.”
Ermenilerin Müslümanlara karşı yapmış oldukları suçların kısa listesi şudur:
- Düdükçü, Edillu, Akbulak, Goga, Çirakuz, Ahulu, köylerinin Ermenileri, 26 Aralık 1918 gecesinde Düdükçü köyünün Müslümanların mekân ettikleri kısmını talan etmişler, evlerini yıkmışlar ve yağmalamışlardır.
- Aralık 1918’de Ermeniler Arış köyü sakinlerinin koyunlarını kaçırmışlardır.
- Aynı yılın 5 Aralık gününde silâhlı Ermeniler Karakelli köyünü basmışlar ve koyunlarını kaçırmışlardır.
- 10 Aralık tarihinde Doşudinli Muharrem Musaoğlu’nun koyunları Ermenilerce kaçırılmıştır.
- Aynı tarihlerde silâhlı Ermeniler Efendiler köyünün sakini Mir Yusuf, Mir Hasanoğlu’nun büyükbaş hayvanlarını zorla götürmüşlerdir.
- 2 Aralıkta silâhlı Ermeni haydutları Aşık Melihtiköyünü
yağmalamışlar, hayvanlarını götürmüşler ve köyü ateşe vermişler. - Yine aynı tarihlerde Ermeni haydutları Halefli, Totor ve Sihlyar köylerini ateşe vermişler, mallarını yağmalamışlar, hayvanlarının bir kısmını vurmuşlar kalan kısmını da götürmüşlerdir.
8.18 Aralıkta Sirik köyü yağmalanmış ve yakılmıştır.
(Raporda 9 yok.)
- 27 Şubat 1919’da Ağcaakent, Dolunyar ve Mülkdere köylerinin Ermenileri Sirik köyüne saldırmışlar ve bu köye bağlı Nusaolu köyünü de yakmışlardır.
- 19 Mart 1919’da Ahillili köyünün Ermeni asıllı iki sakini Avetis ve Nerses Babayevler, toprağını işlemekte olan Ibad Memişoğlu’nu başından yaralamışlardır.
- 1918 yılının Ağustos ayında Gervend köyü sakinlerinin tümhayvanları Ermeniler tarafından götürülmüş, ev eşyaları yağmalanmış, iki çoban öldürülmüştür.
- 1919 Ocak ayında silâhlı Ermeniler, Karadağlı köyünün sakinleri Molla Nebi Hacı Muhammed Efendioğlu ve Ayvaz Mehralıoğlanlarının
koyunlarını götürmüşlerdir. - 1918 yılının sonbaharında Hadrut Muğan ve Normanik köylerinin Ermenileri, Sergey Nikolyans, Sergey Lalloğlu, köylerinin yanındaki Boliyant köyünün sakinleri Cafer Alekperoğlu ve Naşir Muharremoğlu’nu soyduktan sonra öldürmüşlerdir.
- 1918 yılının kışında Jilano ve Mülkanadaran köyünün Ermenileri Eyvazlı köyünü basmışlar, üstelik köyü yağmalayan haydutlar köyün hayvanlarını götürmüşler ve Hüseyin Allahverdioğlu’nu öldürmüşlerdir.
- Aynı yılın kışında Dolanlar köyünün Ermenileri Sıhlar köyünü yağmalamış, hayvanlarını götürmüşlerdir.
- Mülkanadaran’lı Ermenileri, Melüklü köyüne saldırarak, yağmalamış ve hayvanlarını götürmüşlerdir.
Köylere düzenlenen baskınlar katliamlarla devam etmiştir. Meselâ, Ahilı köyünde iki erkek, üç kadın, bir çocuk öldürülmüş, bir erkek de yaralanmış, Melüklü köyünde bir erkek öldürülmüş, Tatar köyünde bir kişi yaralanmış, Evatlı köyünde bir kişi öldürülmüş, Mezre köyünde altı erkek öldürülmüş, Sirik’te 11 erkek, 10 kadın, 14 çocuk öldürülmüş ve iki erkek yaralanmıştır.
Tanıkların soruşturması sırasında, baskına katılan Ermenileri ve onların önderlerinin büyük çoğunluğunu tanıdıklarını bildirmişlerdir. Fakat burada (yani söz konusu raporda) tam ismi ve soyadı mevcut şahıslar belirtilmiştir: Düdüklü köyünden Balasan Ayrapetov, Arutyun Logmanov, Karapet Oguncanov, İvan Begleyarov, Usub Haciyev, Ovkadim Barhudarov, Sarkis Mirzoev.
Kemrakuç köyünden, Sumbat Mirzaev, praporşik (gedikli ile subay arasında bir rütbe) Aslan Sarkisov, Avetis Petrosov, Nikolay Bahtiyev, Aleksandr Seyranov. Earinli köyünden, Bahçi Ogancanov, Gerasim Mirzoev, Bahçi Nahapetov, Moses Kagramanov, Şuşa ilindeki Çirakuz köyünden,
Hurşit Bek, Markar Bek, İşhan Bek ve Sumbat Bek İşhanovlar. Goga köyünden, Muki Safarov, Savat, Ter-Grigorev, Sarkış Kekuns, David Ogancanov. Yine Şuşa ilinin Çanakçı köyünden, Sokrat bek Melik-Şahnazov, çavuş Markoz. Mülkadara köyünden, Muhan Martirosov, Nikolay Petrosov, Ovşar ve Tigran Pogosovlar. Dolanlar köyünden, Celala Cevadov, Ogancan Mirzavanıv, Ağa Sarkis Martirocov, Garahan Cavadov, Pogos ve Arsak Ovanesov, Muhan ve Cavad Oganvanovlar, ivan Arzumanov. Dağbaşı köyünden, Bahçi ve Çatur Stepanyan, Muhan ve Simon Nisyan, Ovanes ve Akopcan Karabekovlar. Zamzur köyünden, Muhan Mikirtiçev, Aleksandır Melkumov, Ovanes Mosesyan. Agcakent köyünden, Hevond ve Tatevos Mikaelovlar, Hayk ve Gigran Akopcanovlar, Mirza Ovanesov, İşhan Sarkiscanov. Civan köyünden, Markar Kazarov, Ovşar Musiev.
Zarar görmüş toprak sahipleri ve çiftçilerin dilekçeleri ile zarar tutanaklarına göre, Cebrail ili Müslümanlarının zararları, en az on milyonlarca ruble olmuştur. Ermenilerin hayvan kaçırma, ev eşyalarını yağmalama, tarım aletleri ve buğday tahıllarını alıkoymaları neticesinde çiftçi Müslümanların ekonomi durumu belirli ölçüde zayıflamıştır.
3. Cevanşir Vilâyeti
Tanıkların ifadeleri ve vilâyet polis karakolunun resmî belgeleri sonucunda araştırılmakta olan konu hakkındaki durum aşağıda belirtilmiştir.
Rusya’nın bölgede askerî harekâtlarını durdurmadan çok önce, Ermeni asıllı erler ordudan köylerine firar etmiş çeşitli silâh, makineli tüfek vb. silâhlardan cephane hazırlamışlardır. Bu tür suçlara ise yerli Ermeni aydınlarının yanı sıra Ermeni köylüleri de yardım etmiştir. Üstelik Ermenilerin serbest hareket etmelerine, Rus polis makamlarının da eylemsiz kalmaları sebep olmuştur. Vilâyetin Müslüman sakinleri ise Ermenilerin silâh depolama çalışmalarına engel olmadıkları gibi, sessiz kalmışlar ve tarihî komşularına inanmışlardır. Hatta Yevlah istasyonu ve Berde ilinin köy yollarında Ermenilerin Müslümanları durdurma olaylarına rağmen, Müslümanlar bu silâhların kendilerine karşı kullanılacağını hiç düşünmemişlerdir.
Rusya Hükümetinin devrilmesinden itibaren Ermeni köylerine getirilen silâhlar sıklaşmış ve o vakitten itibaren Ermeniler, Müslümanlara karşı düşmanca tavır ve şiddete dayalı hareketler başlatmışlardır.
Burada vurgulanması gereken durum, adı geçen vilâyetlerdeki Müslüman köylerinin coğrafî özelliklerini belirtmektedir. Müslüman köylerinin büyük çoğunluğu düzlükte yerleşmektedir. Fakat Kalağinin ve Avrayan köy cemaatlerinin birincisi dağ eteğinde, ikincisi ise Cevanşir vilâyetinin dağlık bölgesinde iskân etmiştir. Kalaği cemaatinin 12 köyü (Damiral, imrat-Gerravent, Çarektar, Umudlu, Karalar, Şirhavend, Buruc, Ali-Ağalı, Haçin-Dorbatlu, Çırahalı, Hacı-Geravend) her tarafından Ermeni köyleriyle (Maraglı, Talış, Yukarı ve Aşağı Çaylı, Lülalasar, Ağdere, Ulu-Karabey, Küçük Karabey, Çardahlı, Gasanriz, Vanket, Tavşanlı, Damgalı, Keleağ vb.) çevrilmiştir. Böylece Kalaği Müslümanları vilâyet düzlüğüne inmek için Ermenilerce iskân edilen köylerden geçmek zorundaydılar. Avrayan köy cemaatine gelince, onların köyleri Ermeni köylerinden yukarıda, yüksek dağlarda yerleşmiş ve diğerlerinden üstün durumda olmuşlardır. Böylece Avrayan köyleri, Kalaği köylerine göre Ermenilerden az zarar görmüştür. Çünkü Kalaği köyleri Ermeniler tarafından tamamıyla yok edilmiştir.
Ermenilerin, Müslümanlara karşı yaptıkları vak’alara geri dönersek, tanıkların ifadelerine göre, Ermeni silâhlı gerillâları kendilerini güvenli hissettikleri ve güçlerinin çoğunlukta olduğu yerlerde başarı kazanmışlardır. Bu yerler, silâhsız Müslümanların her taraftan Ermeni köyleriyle çevrili, yardım alamayan bölgeleriydi.
Böylece bütün Cevanşir vilâyetinde sadece Kalaği cemaatinin köyleri bozguna uğramıştır.
Aralık 1917’den itibaren Ermeni silâhlı gerillâları, yukarıda adı belirtilen Müslüman cemaatinin köylerine baskın yapmaya başlamışlardır. Müslüman köylülerin evlerine silâhlı Ermenileri yerleştirmiş ve Kalağililerden Ermeni hükümetine tâbi olmalarını talep etmişlerdir. Buna ilâveten Müslümanlardan vergi adıyla Ermeni hükümetine belirli miktarda para almışlar ve Ermeni silâhlı birimlerini aylarca beslemelerini de talep etmişlerdir. Ermeniler bu köylerde kadınlara tecavüz etmişler, alkol kullanarak suçlar işlemişler ve düzenli olarak Müslüman köylülerin hayvanlarını zorla götürmüşlerdir.
Mevcut durumda bu köylerdeki Müslümanlar, düzlükte yaşayan Müslümanlarla varolan ilişkilerini tamamıyla kopartmışlardır.
Cevanşir vilâyetinin Müslüman Halk Komitesi, Ermenilerle eski dostluk ilişkilerini canlandırmak için çeşitli yöntemlere başvurmuşlardır. Kalaği cemaatini bulunduğu kötü durumdan kurtarmak için Ermeni köylerine barış teklifi taşıyan heyetler göndermişler ve düzlükte yaşayan birkaç Ermeni köyünü (Sarov, Hasan-Kaya vb.) dağlık bölgeye, onların yerlerine de Kalaği köylerini yerleştirme plânlarını ortaya atmışlardır.
Bu plâna göre düz arazide yerleşen Ermeni köyleri hiçbir zorluk çekmeden, tüm eşyaları ve hayvanları ile sorunsuz dağlık yerlere taşınmış iken düzlüğe taşınmasına imkân verilmeyen Kalaği cemaatinin nüfusu Ermeni keyfîlik ve zorbalığı karşısında boğulmaktaydı. Ermenilerin taşınması ve dağlık bölgede Müslümanların tutulması daha sonra anlaşıldığı gibi Ermenilerin olası tehlikeden kurtulma amacıyla yapılmış (Ermenilere karşı şimdi de bir tehlikenin olmadığı gibi), özellikle dağlık bölgede Ermeni askerî gücünün kuvvetlendirilmesi için Müslümanların çabuk ve tamamıyla yok edilmesi amaçlanmıştır.
Kalaği cemaatinin, köle hayatına benzer yaşamı aylarca devam etmiş, bazı köylerde bu durum 1918 yılının Eylül ve Aralık aylarına kadar sürmüştür. Böylece, Ermenilerce yapılmış zulme dayanamayan Müslümanlar, insan kaybını göze alarak silâhlı Ermeni gerillâlar çemberini kırmış ve çok kayıp vererek düzlükteki soydaşlarına ulaşmayı başarmışlardır.
Düzlüğe ulaşan mülteci Müslümanlar tüm varlıklarını kaybetmiş, mal mülkten yoksun kalmışlardır. Üstelik zoraki yolculuk sırasında, soğuk ve açlıktan çok sayıda çocuk ve kadın hayatını kaybetmiştir.
Kaçmayı başaramayan ihtiyar, sakat ve hasta nüfus Ermenilerce acımasızca köylerinde katledilmiş ve çok sayıdaki mülteci de peşlerinden gelen Ermeniler tarafından öldürülmüştür.
Ermeni takibinden kurtulmayı amaçlayan bazı köy sakinleri, (meselâ, İmaret-Garavend ve Umudlu’nun bir kısmı) dolaylı ve uzun yolu seçmişlerdir. Bu istikamet de, yüksek, kârlı ve katı “Murov dağı”ndan geçen Elizavetapolisk vilâyetinin Zegman yolu idi. Bu yolla gelen mülteciler de çok ağır şartlar altında düzlüğe ulaşmışlardır.
Yukarıda adı geçen cemaatin mülteci durumuna düşmüş köylüleri günümüzde Cevanşir vilâyetinin düzlükteki Müslüman köylerine yerleştirilmiştir. Dolayısıyla, Begüm Sarov, Seysulan, Yarimç, llşıhanlar, Boy-Ahmedli, Kehil-Gervend bunun yanı sıra Şuşa vilâyetinin Seyidler vb. köylerine yerleştirilen mülteci Müslümanlar yerli köylülerden yardım görmüşler, fakat tarımcılıkla uğraşmaya imkân bulamamışlardır.
Raporumuzda daha önce vurguladığımız gibi bu dehşete karşı tepki göstererek Müslüman Halk Komitesi, Ermeni köylerine barış teklifi götüren temsilciler göndermişlerdir. Ancak gönderilen temsilciler hiçbir zaman barış cevabını alamadığı gibi Ermenilerce tehdit edilmiştir.
Bir görgü tanığının ifadesinde, Müslüman Halk Komitesi Başkanı Meşedi-Aliş ismailov’a, Mergalı Ermeni köyünün muhtarı Nerses Manukov, Avan Yüzbaşev’in malikânesinde, “Bu yaptıklarımız ne ki, siz gelecekte olacaklara bakın.” şeklinde açık tehditte bulunmuştur.
Ancak, Ermeni zulmünden Cevanşir vilâyetinin düzlüğünde yaşayan Müslümanlar da zarar görmüştür. 1918 yılının ilkbaharı ve yazında Ermeniler Terter nehrinin yönünü değiştirerek köylüleri susuz bırakmışlar, çiftçiler tahıl sulamada hatta içme suyu bulmada zorluk çekmişlerdir. Ermeniler bu yaptıklarıyla kalmamışlar, köylülerin yazlık yaylaya taşınma imkânlarını da kısıtlamışlardır. 1918 yılında Ermeniler, uzun dönem Şuşa şehrine giden tüm yollan tutmuş ve bütün düzlük sakinlerinin korku içinde yaşamasına sebep olmuşlardır. Buna ek olarak Ermeniler, Müslümanların hayvanlarını kaçırmışlar, yolda rastladıkları yalnız Müslümanları öldürmüşlerdir. Bu yaşanan olaylar vilâyet Müslümanlarının trajik durumunu göz önüne sermektedir.
Bu durum günümüzde de aynı şekilde devam etmektedir. Hâlen Azerbaycan Cumhuriyeti’ni tanımayan Ermeniler, oturdukları toprakların (Cevanşir ili) Ermenistan Cumhuriyeti’ne ait olduğuna inanmaktadırlar. Ermeniler şimdi de şiddete dayalı eylemler düzenlemektedirler. Bölgede Olağanüstü Tahkikat Komisyonunun bulunduğu sıralarda bile Ermeniler, Demirler köyünün sakini Cevad Alioğlu’nun hayvanlarını kaçırmışlar, Maraglı köyünün yakınlarında da iki Müslüman erkek çocuğunu kaçırmışlar, bu çocuklar daha sonra büyük zorluklarla geri alınmıştır. Bölgede oluşan bu durum sorgu ekibi üyelerinin inceleme yapmasına imkân vermedi. Ekip üyelerinin hayatını tehlikeye sokmak istemeyen komisyon, Ermeni köylerinden geçerek Müslümanların yaşadığı topraklara gitmeyi göze alamadı.
Bu arada, günümüzde Ermeniler ilin düzlük bölgesindeki Müslüman köylerinde çok rahat dolaşıyorlar. Gün aşırı Terter pazarını grup hâlinde ziyaret ediyorlar. Ticaretini rahatça yapmakta olan Ermeniler pazarda yolsuzluklara da başvuruyorlar. Meselâ, Müslümanlardan çalınmış hayvanları kendilerine (Müslümanlara) satıyorlar. (Şahit iskenderov’un bildirisinden)
Yukarıda, Ermeni haydutlarının Cevanşir ili kapsamındaki Müslümanlara yaptıkları zulüm ve işkenceye değindik. Ayrıca çok sayıda Müslüman öldürülmüş ve onlara ait mal-mülk yağma edilmiştir. Sarav köyünün Ermenileri Buruc köyünün sürüsüne ve çobanlarına karşı silâhlı saldırıda bulunmuş ve hayvanlarını Ermenilerin yaşadıkları Çay’lı köyüne götürmüşlerdir. Akdere köyünden bir grup silâhlı Ermeni, Kapanlı köyü Müslümanlarının 600 koyun ve 50 büyükbaş hayvanını zorla götürmüşlerdir. Aynı haydut grubu Kapanlı köyünden 250 koyun ve 61 büyükbaş hayvan götürmüş, Akdere Ermenileri, Karapirimli Cümşid Beyin 1350 koyununu ve dört atını götürmüşlerdir. Tavşanlı Ermenileri Karakor’da Ocakverdi Molla Kamberoğlu ve Eyvaz Molla Nevruzoğlu’nu öldürmüşler, üstelik Ocakverdi’nin hanımı Sona Şahmemedkızım da katletmiştir. Gülatağ Ermenilerinden oluşan haydut grubu, Serhevendi sakinlerinden 122 büyükbaş hayvanı, Kalayşılar Müslümanlarından da 105 hayvanı götürmüşlerdir. Akdere Ermeni haydutları, Kapanlı sakinlerinin hayvanlarını zorla götürmek istemişler, silâhlı karşılaşmada Kurban Allahverdioğlu öldürülmüştür. “Çoklu Değirmen” yerinde Ermeni haydutları ve 500 nüfuslu Ermeni asıllı köy sakinleri Koturluların kervanına saldırmışlar ve değeri 14 milyon rubleye yakın mallarını (at, buğday, para ve ev eşyaları vs.) talan etmişlerdir. Nurubeyov’un topraklarına tecavüz eden Akdere Ermeni haydutları Irmat Gerravendiyev’in hayvanlarını zorla götürmüşlerdir. Çıraklı köyünün sakini İskender Alioğlu’nun silâhlı Ermeniler tarafından 115 büyükbaş hayvanı, buna ek olarak on atını götürmüşlerdir. Senderi Eri adlı yerde gerçekleşen olay sırasında, Fars asıllı çoban Novruz da Ermenilerce katledilmiştir. Akdere’li Ermeni haydutları, Özok-Eri adlı yerde Paprevend köylüsü Aşraf Ağakişioğlu’nu öldürerek 12 koyununu götürmüşlerdir. Ermeniler, Paprevendli Alband-Sadıkoğlu’nu koyun satma bahanesiyle kandırarak Akdere köyüne çağırmış ve orada katletmişler, cesedi de gizlemişlerdir. Bahis konusu bu cinayet 19 Ocak 1918 tarihinde işlenmiştir. Akdere haydutları Kalaycılar köyünden 84’e yakın büyükbaş hayvan ve atı götürmüşler, Akdere Ermenileri silâh kullanarak Karapirim sakinlerinden üç at ve 1350 baş koyun götürmüflerdir.
Yukarıda kısaca değinilen cinayetlerden sonra Ermenilerin, Müslüman sakinlerin hayvanlarını ellerinden alarak onların yaşam düzenlerini bozmak istediklerini görmekteyiz.
Çok sayıda cinayet işleyen Ermenilerin bu cinayetleri çok vahşî yöntemle yaptıkları aşağıda belirtilmiştir.
Umudlu köyünde Süleyman Kazakaslanoğlu, Memed Meşeli Paşaoğlu ve Kazım Atamoğlu isimli Müslümanlar parçalanarak öldürülmüş, hemşehrileri cesetleri o şekilde bulmuşlardır. Hacı köyünden …’nın göğüsleri kesilmiş cesedi bulunmuştur. Davşanlı’ya bağlı Karakar köyünün sakinleri Ramazan Novruz Alioğlu ve hanımı Gunça Ocak Kulukızı, sakat Süleyman Hasan, sanık Ermeni Bomgukul Zaxar Kukorov’un dediklerine göre, vahşice katledildikten sonra cesetleri yakılmıştır.
Siocavend-Bollukayalı Sultan Ali Imanoğlu, Kazanç köyünün yakınlarında Ermeniler tarafından yakalanarak vahşice öldürülmüş ve cesedi yakılmış vaziyette bulunmuştur.
Güneypay-Sirxavend sakinleri Şerif Ismailoğlu ve Recep Novruz Alioğlu’nun cesetleri kafaları kesilmiş şekilde bulunmuştur.
Müslümanlara saldıran Ermeniler ve Ermeni çetebaşlarının birçoğu görgü tanıklarınca tanınmıştır; fakat burada tam isim ve soyadı bulunanlar belirtilecektir. Bunlar, Karhun-Verhni (Yukarı Karnun) topraklarının sahibi mühendis Konstantin Nikitiç Abrumov, Avan Yuzbaşev topraklarının yöneticisi Bağrat Melih Şahazov, Margalı köy cemaatinin muhtarı Nerses Manukov, Gülatag köyünün sakini Ivan bek Mirzabekov, Tavşanlı’lı Artemi ve Muki Susikovlar, Efrem Nikolay Şahbakovlar, Bozarkend köylüsü Nikolay Saruhanov, Vankili Tigran Asan Jalalov, Domgalflı Tasatur Moseev, Lüleses’li Vogan Becanov, Yukarı ve Aşağı Çay’lı Şamil Ağabekov, Setrak Usubov, Talışlı’lı Tüni Atambekov, Akdere’li Karapet Anastasov, Talışlı’lı kardeşler isak ve Minas Ter Danilovlar, Rustam Babaev, Gazanriz’li Sukiyas Gandashazov, Çardahlı’lı Bahsi Avanesov, Aşağı Çalı’lı Akopcan Mossesov, Nikolay Sogratov, Akdere’li Markos Bey Ter-Astaturev, Margeşevan’lı Atakşı Haca Turov’dur. Bu adı geçen kişiler sadece haydut gruplarına önderlik yapmakla kalmamış, kendileri de cinayet işlemişler, insan öldürmüşlerdir.
Zarar görenler tarafından yapılan rapora göre, sadece dağ eteklerinde yaşayan Müslümanların birkaç milyon ruble zararı olduğu belirtilmektedir.
4. Şuşa İli
Şuşa ilinin büyük bir kısmı Zangezur iliyle sınırdaştır. Şuşa ilinin dağ ve dağ eteğindeki Müslüman köyleri (Zangezur ilindeki benzerlikleri taşıyor.) Ermeni köyleriyle çevrilidir. Her zaman olduğu gibi bu durumu fırsat bilen Ermeniler, Müslüman köylerine hücumlarında başarılı olmuşlar ve çeşitli zulüm ve katliamları gerçekleştirmişlerdir. Tanıkların ifadelerine göre, Ermenilerin Şuşa’daki Müslümanlara düşman muamelesi yapması Rusya’da Bolşevik devrimi öncesine 1903 yılına dayanmaktadır. Yöredeki gergin hava açık söylenmese de belli oluyor. Bir istisna durumu da 1905 yılındaki ilk Ermeni-Tatar karşılaşmaları olmuştur. Rusya’daki hükümet devriminden sonra, zaten silahlanmaya başlayan Ermeniler, daha çok silâh sahibi olmaya başlamışlardır. Onların silâhlanmış haydut grupları cephane kaçırarak asker ve subaylar tarafından sayılarını artırmaktaydı. Bu dönemden sonra Ermeniler Müslümanlara karşı açık tehditte bulunmaya başlamışlardır.
Kendi millî amaçlarına ulaşmak maksadıyla Müslümanların refahını yok etmek isteyen Ermeni Taşnaksütyun Partisi Müslümanlar arasında sınıfsal kargaşa yaratma propagandasını yapmıştır. Neticede çiftçiler birkaç derebeyin topraklarına saldırmışlardır. Saldırıya Faruh Bey Vezirov çiftliği de maruz kalmıştır.
Levon Sergeeviç Vartapetov’un yöredeki temsilcisini Ermeniler Şuşa ili komiseri seçerek tamamıyla Ermenilerden oluşan milis grubunu organize etmişlerdir. Bu milisler özellikle Şuşa ve Karyagin arasındaki yolda, Molla Nasrettin köyü yakınlarındaki köprü üstünde ve Şuşa-Askeran yolu üzerinde sürekli nöbet tutmuşlar ve yoldan geçen Müslümanların silâhlarına el koymuşlardır. Böylece Ermeniler daha sonra belirtilmiş istikamette Müslümanların hareket etmelerini yasaklayarak durdurdular. Şuşa ilindeki mevcut Ermeni örgütleri daha sonra tamamıyla askerî şekil almış, onların askerî koğuşları, silâh ve giyecek cephanelerine sahip olmuştur. Hatta Hankent’indeki askerî hastahaneyi de sahiplenmişlerdir. Ermenilerin bu şekilde örgütlenmeleri, Zengezur ilindeki Gorus şehrinde Türkiyeli kaçak Ermeni generali Andronik’in gelmesiyle daha çok güçlenmiştir…
Bu arada Olağanüstü Tahkikat Komisyonu’nun çalışmaları sonucunda Taşnakların komünistlerle iş birliği yaparak 1918 senesinin Mart-Eylül ayları zarfında millî ve dinî kimliklerinden dolayı 50.000’den fazla Azerî Türk’ünü katlettiği gerçeği belgelerle kanıtlanmıştır.
Yazı Doç. Aygün ATTAR, “Rus albayları Ermeni terörünü açıklıyor” makalesinden alıntı (Askerî Tarih Araştırmaları Dergis) yapılarak düzenlenmiştir