1905.az

  • Ermenilerin “geliş”i
    • Kronoloji
    • nota bene
    • Analiz
    • Haber
  • Azeri soykırımları
    • Kronoloji
    • Nota bene
    • Analiz
    • Haber
  • Ermeni devleti
    • Kronoloji
    • Nota bene
    • Analiz
    • Haber
  • Azeri tehcirleri
    • Kronoloji
    • Nota bene
    • Analiz
    • Haber
  • Ermenistan’ın Azerbaycan’a yönelik tecavüzü
    • Kronoloji
    • Nota bene
    • Analiz
    • Haber
  • Ateşkes devam ediyor…
    • Kronoloji
    • Nota bene
    • Analiz
    • Haber
  • Azərbaycanca
  • العربية
  • Հայերեն
  • English
  • Français
  • ქართული
  • Deutsch
  • فارسی
  • Русский
  • Español
  • Türkçe

Haberler

  • Bakan Akar’dan Azerbaycan’a taziye telefonu
  • Azerbaycan Savunma Bakanlığı: 7 askerimiz şehit oldu
  • Cumhurbaşkanı Erdoğan: Azerbaycan meşru müdafaa hakkını kullanarak öz topraklarını elde etmiştir.
elkhan-suleymanov.az Personal web page
of Elkhan Suleymanov,
MP from Shamakhi
( 2010-2020 )
  • BELGELER
  • HARİTALAR
  • YAYINLAR
shahdagpeoples.az

Ermeni Tarihçilerinin Kaleminden Türk-Ermeni Sorunu

25.04.2014

Ermeni tarihçi Leo’nun “Mazi” adlı kitabında Ermeni isyanlarıyla ilgili ifadelerine bir göz atalım: “… Muş’ta ova köylerinde 7 bin Ermeni silahlanmıştı. Bir çoğu Türk Ordusu’ndaki askerlikten silahlarıyla kaçan bu çeteler, Muş Ovası’nda muhtelif köylere dağıtılmışlardı.

Sason, ne asker vermiş, ne de başka bir şey. Hatta bu maksatla gönderilmiş olan Türk memurlarını öldürmüşlerdi. Rus Ordusu yaklaşınca Muş havalisinde hazır bekleyen Ermeni gençleri isyan etmek için fırsat bekliyorlardı.

Şimdi durum apaçık ortadadır. Bir tarafta kendi halinde Türk Milleti, diğer tarafta sakin Ermeni halkı, Taşnaklar ve Rus süngülerine dayanarak isyanlar çıkarıyorlardı. Türk Devleti de kendi varlığını müdafaa hakkım kullanıyordu.

Bu böyle bir halktır ki, en medeni devlet bile bu hakkını kullanmaktan feragat edemez.”

Ermeniler’in “Avrupa’dan silah desteği” aldığını itiraf eden Ermeni tarihçi Astaryan, 1862 yılında Zeytun Ermenilerinin çevredeki Müslüman köylere baskın yaptıklarını,üzerlerine gönderilen Aziz Paşa kuvvetlerinin de Avrupa destekli Ermeniler karşısında başarısız kaldığını belirtiyor ve “…silahlar kiliselerde saklanıyordu. Türkiye’ye gönderilen ajanlar, Kürt ve Çerkez kıyafetleriyle köy-köy dolaşıp halkı isyana teşvik ediyorlardı.” diyordu.

Ermenilerin Sözde “1915 Soykırım” safsatasının içyüzünü, başka devletler hesabına çarpışan Ermenilerin haince eylemlerini en iyi şekilde “Ermeni Milleti Tarihi” kitabında anlatan Ermeni tarihçi Dr. Astaryan şu bilgileri vermektedir: “… Fatih Sultan Mehmet’ten başlamak üzere Osmanlı padişahlarının Ermenilere karşı daima iyi niyet beslemelerine rağmen, bir kısım Ermeniler hep isyan hali içinde bulunmaktadırlar. Fatih Sultan Mehmet, Ermeni Milleti’nin zeka ve maharetini takdir ederek, 250.000 Ermeni’yi Ermenistan’dan (Anadolu’dan) İstanbul’a getirtmiştir. İstanbul, onların siyasi ve ekonomik merkezi olmuştur. Çeşitli Ermeni aileleri, imparatorluğa kıymetli elemanlar yetiştirmiş, bunlar, devletin büyük makamlarını işgal eylemişlerdir. 2.Abdülhamid’in Hariciye Nazırlarından Noradunkyan Efendi ile Sultan Mahmud’un taktirini kazanan Prens Artın Kazanyan bunlardandır”

Kitapta ; “… Sultan Abdülmecit tahta çıkınca, Ermeniler için kabul ettiği özel yasa gereğince Ermeniler 220 mebustan oluşan bir meclis kurmak, bu meclisten bir icra heyeti çıkarmak, adliye, eğitim ve evkaf işlerini idare edecek bu heyet Mebuslar Meclisine karşı sorumlu tutmaktadırlar. Ayrıca “Ermeni teşkilat Anayasası” denilen bu kanun devletin diğer yasaları kuvvet ve hükmündedir” diyen Dr. Astaryan, bu durumu “devlet içinde devlet kurmaktır” diye değerlendirmiştir.

Ermeni komitecilerinin Van, Bitlis yöresinde birçok köyü bastıklarını ve birçok insanı öldürdüklerini kaydeden Ermeni tarihçi Astaryan, Ermeniler ile Kürtler arasında ilk kanlı çarpışmalar 1878 Berlin Kongresi sırasında başladığına dikkat çekmiş ve bunu Avrupalılara duyurmak için İstanbul Kumkapı’da büyük gösteri yapıldığını kaydetmiştir. Astaryan : “Rusya’dan çok miktarda silah getirtilip kiliselerde saklanmıştı. Türkiye’ye ajanlar gönderiliyordu. Bunlar Kürt, Çerkez kıyafetleri ile köy-köy dolaşıp halkı isyana çağıran konuşmalar yapıyorlardı. Nihayet bütün Ermeni kurumlarının birleşmesiyle meşhur Taşnak Partisi kuruldu. Partinin kurucuları Kristoper Mihailyan, Rosdom Zoryan vd. Türkiye’ye gidip Ermeni gençlere silah eğitimi yaptırıyorlardı. Ermeni okulları ve kiliselerinde ihtilal piyesleri oynatılıyordu. İşte Ermenilerin gizlice Rusya’dan getirdikleri hesapsız silahlarla komşuları Kürtlere, Türkler’e sebepsiz hücum etmelerinin, Müslüman köy ve kasabalarım yakıp yıkmalarının sebebidir, “demiştir.

Bugün Ermenilerce hain ilan edilen Ermeni Sovyet tarihçisi B.A.Boryan’ın 1929 tarihinde basılan Ermenistan, Uluslararası Diplomasi ve SSCB adlı eserinde Ermeni Meselesi’nin özüne ilişkin benzer tespitleri dile getirmektedir: “Berlin Konferansından sonra Ermeni Meselesi, büyük devletlerin diplomasisi için Türkiye’ye bir baskı aracı haline dönüşmüştür. İngiliz ve Rus Diplomasisi (1880, 1895-1896), onları takiben Rus ve Alman Diplomasisi (1913-1914), Ermeni Meselesi’ni Doğudaki sömürgeci politikalarının bir aracı olarak kullanmışlardır.”

Boryan, Taşnaklar için şöyle tespitlerde bulunmuştur : “Ermeni milletinin ‘temsilcilerinin’ önderliğinde Ermeni halk kitlelerinin hareketi, her zaman büyük devletlerin diplomatları tarafından dikte edilmiştir. Bu ‘temsilciler’, her zaman büyük işgalcilerin ellerinde birer silah olmuşlardır. ”

II. Nikolay’ın, İngiliz ve Fransız emperyalizminin sloganlarının Taşnaksutyun’un sloganları haline geldiğini belirten Boryan, eserinde Taşnakların özellikle Çarlık ordularındaki koçbaşı misyonu üzerinde durur. Boryan, Taşnakların Ermeni kitleleri üzerinde Türklerden kurtulmak için Çarlık ordusuna Ermenilerin maddi ve fiziki olarak yardım etmesi ve aktif olarak katılması gerektiği bilincini yarattığı tespitini yapar ve bu temelde Ermeni gönüllü birliklerinin Türklere karşı Ermenistan’ın “kurtuluşu” için Çarlık ordusunda savaştıklarını belirtir. Artık Çarın savaş prensipleri, Taşnakların prensipleri olmuştur. Taşnaklar, “vandal” Almanlara ve “başıbozuk” Türklere karşı Avrupa’nın “kültürlü milletlerinin” yanlarında olduğu propagandasını yapmaya başlar. Sözler alınmıştır. Ermeniler, “özgürlük” mücadelesinde yalnız değillerdir.

Boryan, tezini belgelerle örneklendirerek Taşnakların, ne Ermeni halkı adına ne de Ermeni toplumu için hareket ettiğini tamamen Çarlık Rusya’sının ajanı rolünde davrandığı sonucuna varır. Gerçekten de Rus Dışişleri Bakanlığı’nın Ermeni Meselesi’yle ilgili Bakanlar Kurulu’na verdiği rapordaki; “Rusya’nın görevi Ermeni kamasını ve şeddini Türklerle Kürtler ile bizim Tatarlar arasına sokmak ve inşa etmektir. ” ifadesi Boryan’ı doğrulamaktadır.

Ermenistan S.S.C. Bilimler Akademisi Tarih Enstitüsü Öğretim Üyesi olan S. A. Vartanyan da; Taşnak iktidarının rüşvetçilere, şantajcılara ve yağmacılara dayandığını belirtir. Ayrıca toprak talepleri üzerinden siyaset yapan Taşnaklar, Sovyet Azerbaycanı’nı düşman olarak görmüşler ve ona karşı sınır provokasyonlarında da bulunmuşlardır.

Vartaryan’ın başka bir tespiti ise, Taşnakların kendi halkına ve Ermenistan’daki azınlıklara yaptığı zulümdür. Ayrıca Taşnaklar, kendi ülkelerinde de ulusal bir boğazlaşma kışkırtmışlardır. Bu sebeplerle Rusya Komünist Partisi Tiflis Komitesi, “Taşnak vahşiliğini” sert bir şekilde protesto ettiğini bildirmiş, Partinin yetkililerinden A.Mikoyan da Taşnakların “kanlı cinayetler ine” son verilmesi için bütün önlemlerin alınacağını belirtmiştir. Taşnakların İstanbul’da kendilerinden farklı düşünen Ermenilere karşı da terör eylemlerine giriştiği, ayrıca kamu görevi yapan tüm Ermeni memurları tehdit ettiği Osmanlı belgelerine de yansımıştır. 23 Bir kısım Ermeni’yi de önce tehdit edip, sonradan öldürdüklerini Taşnak Komitesi bölümünde anlatmıştık.

Kaynak : Sözde Ermeni Soykırımının Gerçek Yüzü

Ahmet GÜREL

(www.onuncukent.com)

 

Tweet
1905.az

Oxşar yazılar

1. Damien de Martel : “Ermeni askerler kadın ve çocuklar da dahil olmak üzere 4000 kişiyi Aras nehrine atarak katlettiler” 2. Ağdaban Faciası 3. İsveçli binbaşının “Ermeni soykırımı” iddialarını yalanlayan mektubu 4. 1905 Bakü Olayları 5. Bolşeviklerin anilarina göre 1918 yilinin ilkbaharinda azerbaycanlilara karşi yapilmiş soykirim 6. Hocalı katliamı Azerbaycan’a karşı olduğu gibi bize karşı da işlenmiş bir insanlık suçudur- Mustafa Şentop
avciya
avciya.az Association for civil society development in Azerbaijan

Röportaj

Güntekin Necefli

“Rusya, Osmanlı’yı yok edebilseydi, tarihte hiç bir zaman Ermeni devleti olmayacaktı”

Musa Kasımlı

“1918 yılında Bakü’de kentin Azeri nüfusunun dörtte biri öldürüldü”

Ferhat Memmedov

“Azerbaycan, ihtilafla ilgili uluslararası hukukun etkinliğinin artırılmasından yanadır”

Suudi Arabistan Krallığı  Azerbaycan Büyükelçisi Müsaid bin İbrahim es-Süleym

“Suudi Arabistan, Azerbaycan’ın toprak bütünlüğünü destekliyor”

Arye Gut

“Kanlı olaylar ve facialarımızla ilgili çeşitli internet siteleri kurarak bunları dünyanın önemli dillerine çevirmeliyiz.”

300 söz

Fuad Babayev

Antonyan, Nazaretyanlar, Ovannisyan ve Derlugyan 2008 yılında

Köşe

İlyas Babayev

Ermeniler Kafkasya’da yerli halk değildir

Mehmet Fatih ÖZTARSU

Ermenistan kimlik bunalımından nasıl kurtulur?

Hakkı Keskin

Ermenistan “soykırım” iddialarıyla Azerbaycan topraklarının işgalini unutturmak istemektedir

Azerbaycan Halk Cumhuriyeti - 100

Gündüz müəllim xatirələrdə

İLYAS BABAYEV (1935-2017)

Tarihi Azerbaycan

 Azerbaycan Atabeyliği (İldenizliler)

Selçuklu devletinin gerileme döneminde oluşan bağımsız sultanlıklar sırasıyla, yeni tip devletlerin ortaya çıkmasına nede oldu. Bu devletler Selçuklu sultanların eski köleleri (Memlük) tarafından kuruldular. Aynı devletlerin yöneticileri genellikle Selçukluların veliaht şehzadelerinin (meliklerin) hocaları olurdu ve kendilerine “Atabey” (“baba- hakim”) derlerdi. Azerbaycan Atabeyliği, (1136-1225) Şemseddin İldeniz tarafından kuruldu.

Bizim sanatçımız

Fotoğrafçılık alanındaki açık savaşta ayakta kalmayı başaran KÖNÜL SÜLEYMANOVA

 

konul

BAKÜ’DE BEŞ BİNİN ÜZERİNDE FOTOĞRAFÇI BULUNUYOR

-Fotoğrafçıların, belki de “fotoğrafçı”ların sayısı giderek artıyor. Nedeni bellidir. Ve işinin ehli profesyonel foroğrafçılar, kendini usta sanan amatör kişilere bir nevi tepeden bakarak veya sitemle bizden bu kadar diyebilirler. Peki toplum nasıl? Profesyonel ve amatör kişiyi ayırt edebilir mi?

Miras

Şuşa: geleneksel kuyumculuk merkezi

KARABAĞ SANAT DÜNYASI TARİHSEL OLARAK, YERLEŞİK VE YARI GÖÇEBE YAŞAM BİÇİMİ TARZINDA, TÜRK ETNOKÜLTÜREL TEMELLİ AZERBAYCAN KÜLTÜRÜ BAĞLAMINDA GELİŞMİŞ VE ŞEKİLLENMİŞTİR.

Söz

Resul Rza – Senin adin

Sene Qarabağ dediler.

İnfografik

Laçın İlçesinin Ermeni tecavüzü sonucu uğradığı zarar

tk.infoqrafika_lacin

Kitapçı Mendel

Arsen Melik Şahnazarov’un gerçeklerle kelime oyunu

1993 yılından itibaren sözde Dağlık Karabağ Cumhuriyeti  Dışişleri Bakanının Danışmanlığını yapan Arsen Melik-Şahnazarov’un yazarı olduğu “Dağlık Karabağ: gerçekler yalana karşı” (Нагорный Карабах: факты против лжи) kitabı 2009 senesinde Moskova’nın “Volşebnıy Fonar” yayınevi tarafından 3000 adet olarak basılmıştır.

Duvar kağıdı

Melik Ejder türbesi, Laçın İlçesi

Studio Analitik qrupu Diskussiya klubu Kitabı Səyyar qalereya

© 2025 Tüm hakları saklıdır

1905.az STUDIO
  • Azeri soykırımları
  • Ermenistan’ın Azerbaycan’a yönelik tecavüzü
  • Ateşkes devam ediyor…
  • Ermeni devleti
  • Azeri tehcirleri
  • Bizim sanatçımız
  • Kitapçı Mendel
  • Bizim tarihimiz
  • Miras
  • Duvar kağıdı
  • İnfografik
  • Dəyirmi masa
  • Köşe
  • müsahibələr
  • Fotoğraflar