Genellikle Ermeniler Azerbaycan’ın Nahçıvan, Revan ve Karabağ Hanlıklarının topraklarına yerleştiriliyordu. İran ve Osmanlı için stratejik önemi olan bu bölgelerde Hıristiyan nüfusunun yerleştirmesi Çar Ordusu’nun temel planı idi.
Ermenilerin İran ve Osmanlı’dan Rusya’nın işgal ettiği topraklara yerleştirilmesi ve buralarda Rusya’nın himayesinde Ermeni devletinin kurulması rastgele bir olay değildi. Ermeni-Rus ilişkileri Ermeni tarihi literatüründe tebliğ edildiği gibi, sadece ticari ilişkiler değil, başlıca olarak Osmanlı devletine, 18. yüzyıldan itibaren ise Azerbaycan’a karşı olan düşmanca tutumu ışığında gelişmekte idi.
18. yüzyılın ilk yarısında Rus Çarı 1. Petro, Kafkasya ve Osmanlıyı ele geçirmek için iyi bir fırsat yakaladı. Bu maksada ulaşmak için 1. Petro, işgal edeceği bölgelerde kendisine askeri ve siyasi güç bulma arayışı içerisindeydi. Bu dönemde Osmanlıya ve Safavilere itaatini sürdürmekte olan Anadolu Ermenileri, daha Ruslarla irtibata geçmemişlerdi.
1678’de Safavilerin Başkenti İsfahan’da Ermeni Gregoryen kilisesinin ve tacirlerinin toplantısı yapıldı. Bu toplantıda yedi kişilik bir heyet oluşturularak Avrupa’ya gönderilmesi kararlaştırıldı. Amacı Ermenilerin kurtarılması ve Ermenistan’ın kurulması olan heyet, bu amacına ulaşmak için Avrupa ülkelerini tek- tek dolaşarak, Hıristiyan ülkelerini haçlı seferi düzenlenmesi için ikna etmekti. Avrupa’da bu dönemde iç savaşlar yaşandığından Ermeni heyetinin istekleri fazla dikkate almadı. En sonda heyet Avusturya İmparatoru’nun tavsiyesi ile Rus İmparator’u 1. Petro’nun yanına gittiler. Avusturya İmparatoru 1. Petro’ya verilmek üzere onlara bir mektup verdi. Mektupta şöyle yazıyordu: “Ermeniler benim yanıma Uri ve Varapet Minos’u göndermişlerdi. Onların esas amacı Ermenistan’ı İran zulmünden kurtarmaktı.” Böyle bir fırsatı çoktan bekleyen 1. Petro hemen planlar hazırlamak için kolunu sıvadı. Öncelikle Petro, Kafkasya’ya yönelerek Ermeni ve Gürcülerle dostluk ve ticaret anlaşması yaptı. Daha sonra Ermenileri ülkesine yerleşmeye davet etti.
Safavilerin zayıflamasını fırsat bilen Petro, 1724 yılının Ermenilerin Azerbaycan’ın Hazar Denizi kıyılarında, Derbent ve Bakü, ayrıca Gilyan, Mazenderan ve Goran bölgelerinde yerleşimsi için ferman imzaladı. Bu fermana göre Ermeniler, Rusya İmparatorluğu’nun Güney Kafkasya’dan Basra körfezine kadar geniş arazileri ele geçirmek planının uygulanmasında ‘beşinci kuvvet’ rolünü oynamalı idi. Petro’nun amacı başkenti Hazar Denizi’nin sahilinde olacak bir Hıristiyan devleti kurmak ve buraya İran ve Osmanlı’dan getireceği Ermenileri yerleştirmekle ele geçirdiği bölgeleri güvence altına almaktı. Fakat onun Kafkasya’daki askeri başarısızlıkları ve ölümü bu planı bir süreliğine erteledi.
Bu ferman, sonraları Rus Çarlığı’nın yürüttüğü politikanın temelini oluşturdu. Kafkasya’nın işgal edilmesinde, bu bölgedeki nüfusun değiştirilmesi önemli idi. Bu bağlanma 2. Yekatirina Ermenilerin himayeye alınması ile ilgili bir karar almıştı. Bu konuda 1.Aleksndr da Kafkas ordu komutanı Sisyanov’a mektubunda, Ermenilerden Azerbaycan’ın hanlıkları arasında çatışma oluşturulmasından faydalanmak gerektiğini söyledi. Bu çalışmalarda fedakarlık yapan Ermeniler Çarlığın güvenini kazanmışlardı.
Genellikle Çarlık, Kafkasya’nın işgalinde Ermenileri azami derecede kullanmışlardı. 19. yüzyılın başlarına kadar Çarlık Orduları Kafkasya’ya, özellikle de stratejik önemi olan Azerbaycan’a sayısız yürüyüşler gerçekleştirmişlerdi. Sisyanov, Koryakin, Paskeviç ve Kotlarovskin’in askerlerine yol gösteren Ermenilerin Gence, Bakü, Karabağ ve Revan hanlıklarının işgalinde büyük rolü oldu. Revan hanlığının işgalinde General Paskeviç’in ordusunda 60 bin Ermeni gönüllüsü bulunmaktaydı. Hatta Ermeni katalikosu Herses Eşterekli, Revan hanlığının işgalinde gönüllüleri ile beraber gösterdiği ‘kahramanlıkta’tan dolayı Çar 1. Nikolay tarafından ‘Mukaddes Georgi’ nişanı ile ödüllendirildi.
Rusya ve İran arasında birinci (1804–1813) ve ikinci (1826–1828) savaşları Azerbaycan için tarihi facia ile sonuçlandı. Rusya ile İran imzalanmış olan Gülistan ve Türkmençay anlaşmaları hem Azerbaycan’ı ikiye böldü, hem de Osmanlı ve İran’dan 10 binlerce Ermenilerin Azerbaycan topraklarına yerleştirilmesinin temeli atıldı.
Türkmençay anlaşmasının sonucu olarak, 40000 Ermeni Azerbaycan’ın çeşitli bölgelerine yerleştirildi. 1829 yılının Edirne Anlaşması’nın sonuçlarına göre ise, Osmanlı İmparatorluğu topraklarında yaşayan 90000 Ermeni Azerbaycan’da yerleştirildi.
Genellikle Ermeniler Azerbaycan’ın Nahçıvan, Revan ve Karabağ Hanlıkları topraklarına yerleştiriliyordu. İran ve Osmanlı için stratejik önemi olan bu bölgelerde Hıristiyan nüfusunun yerleştirmesi Çar Ordusu’nun temel planı idi.
Şimdi ben bizim Ermeni milletinin sadakatli savunucusu Sayın A.S. Griboyedov’dan Hıristiyanlar hakkında benim ricamı unutmamasını ve onların olduğu her yerde Rus ağalığının kudretli bayrağının kabul edilmesini rica ettim…”
Rusya Ermeni göçlerini Azerbaycan’a yerleştirmekle beraber bu bölgelerde idari birimleri de değiştirmekte idi. Amaç göç ettirdikleri Ermenilerin bu topraklarda yetkiye sahip olması idi.
Rus Çarı 1. Nikolay’ın 1828 yılında imzaladığı bir kararnameye göre, Azerbaycan’ın Nahçıvan ve Revan hanlığı kaldırıldı. Onların yerinde Ruslar tarafından yönetilen ‘Ermeni ilçesi’ denen yeni idari kurum oluşturuldu. 1849 yılında bu ilçenin adı değiştirilerek Erivan Guberniyası konuldu.
Topraklarının genişletilmesi amacını güden Ermeniler 1836 yılında Rusların yardımı ile Azerbaycan’da o zaman faaliyet gösteren Alban kilisesinin iptal edilmesine ve mülklerinin Ermeni kilisesine verilmesine başardılar. Bir süre sonra Azerbaycan’ın Karabağ bölgesinin Ermenilerin 19. yüzyılda devam eden yoğun yerleşimi sonucunda Ermenileştirilmesi süreci başlatıldı.
Ermeni Katalikosu Nerses Aştaraketsi Ermenilerin bu bölgelere yerleştirilme konusunda bir proje hazırladı. Çarlığın Tahran’daki elçisi A.S. Griboyedov da bu planın hazırlanması ve uygulanmasında büyük rol oynadı.
Nerses 1827 yılında Ermenilerin yerleştirilmesine yardım etmek için Petersburg’dan davet edilmişti ve bu konuda Tebriz’de bulunan Ermeni asıllı Yegiazar Lazaryana şöyle yazıyordu:
“Şimdi ben bizim Ermeni milletinin sadakatli savunucusu Sayın A.S. Griboyedov’dan Hıristiyanlar hakkında benim ricamı unutmamasını ve onların olduğu her yerde Rus ağalığının kudretli bayrağının kabul edilmesini rica ettim… Sayın Griboyedov’a yazıyorum ve ondan rica ediyorum ki, uzlaşma sırasında İran’ın hakimiyeti altında bulunan şehir ve köylerde yaşayan Ermenilerin Büyük Rusya İmparatorluğu himayesinde özgür bir biçimde kendi vatanı Ermenistan’a dönmek hakkında maddeyi sözleşmeye dahil etmeyi unutmasın”.
Griboyedov, Ermenilerin İran’dan Çarlık topraklarına göç ettirilmesi ile ilgili ise şöyle yazıyordu: “Ermenilerin Persiya’dan (İran) göç edilmesi için uygulanan yöntemler hakkında ve onların şimdi bizim vilayetlerde yerleştirilmesi konusunda benim aracılığımla daha muteber kaynaktan bilgi almanız gerekir. Ermeniler sadece Rusya’ya itibar etmekle ve onun yasaları altında olmak arzusu ile hareket ediyorlardı. Ermenilerin büyük bir kısmı Müslüman toprak sahiplerinin topraklarında yerleştirildi. Bu zaman toprakların sahiplerinin, Müslümanların büyük bir kısmı göç kamplarında olmuşlardır. Ağaç (odun) tedarik edilmemiştir. Göçmenler buraların çok dar olduğunu diyorlar ve Müslümanları sıkıştırıyorlardı…
Devletin para yardımları tamamen akılsız dağıtılmıştı, ihtiyacı olanların sayısı ve kime ne kadar gerekli olduğu konusunda doğru bilgi olmadan, dilenciler gibi her kişiye bir- iki ruble dağıtılmıştı…
Buradaki vilayet Başkanı, yeni gelmiş Ermenilerin fazlasını Aras Nehri’nin o tarafına yerleştirmek istiyordu, fakat onlar ilk kez yerleştirdikleri yerlerde kalmak istemişlerdi… Bence, bu Ermeniler bizim Gürcistan Ermenilerinden, yani hazineye fayda vermeyenlerden hayli faydalıdırlar, Persiya’dan (İran) gelenler çoğunlukla sanatkârlar ve çiftçilerdir”.
10 Şubat 1828 imzalanan ‘Türkmençay anlaşması’, Ermenilerin Güney Azerbaycan’a göç ettirilmesi için yasal temek oluşturuldu. Antlaşmasının 15. Maddesinde Güney Azerbaycan’da yerleşen ahalinin istedikleri takdirde Rusya’ya göçebilecekleri ve bunlara müsait şartların yaratılacağı ifade edilmiştir. Maddede açıkça belirtilmese de Güney Azerbaycan’dan Ermeni ailelerin Kuzey Azerbaycan topraklarına yerleştirilmesine imkân sağlanmıştır.
Ermenilerin yerleştirilmesini sağlamak için Revan ve Nahçıvan’da göç komiteleri oluşturuldu. Göçmenlere önemli ayrıcalıklar sağlandı. 6 yıl içinde vergilerden serbest bırakıldı, onlara İran’dan alınan tazminat hesabına para verildi.
1910’lu yıllarda Güney Kafkasya’da, özellikle Azerbaycan’da yaşayan 1 milyon 300 bin Ermeni’nin 1 milyonu yerli nüfus değil ve onlar Rusya’nın sömürge politikası sonucunda dışarıdan buraya getirilmişti.
Ermenilerin Batı’dan Doğu’ya yani Balkanlardan, Avrupa’dan Asya’ya, Kafkasya’ya, özellikle Azerbaycan’a göç ettirilmesi aşama aşama yüzyıllar boyunca devam etmiştir. Kafkasya’ya göç ettirilirken onların nerede yerleştirileceğine özel önem veriliyordu. Genel olarak Ermeniler Azerbaycan’ın Nançıvan, Revan, Karabağ ve Gence bölgelerine yerleştiriliyordu N.İ.Şarov “Güney Kafkasya’da Rusların Amacına Karşı Ortaya Çıkan Tehdit” adlı kitabında şöyle yazıyordu “Ermeniler Ermeni nüfusunun çok az olduğu Yelizavetpol (Gence) ve Erivan (Revan) vilayetlerinin en iyi topraklarında yerleştirildi… Yelizavetpol vilayetinin dağlık bölümü (Dağlık Karabağ) ve Sevan Gölü’nün (Göyçe gölü) kıyılarında yerleştirildi”. N.İ.Şarov aynı zamanda Ermenileri yerleştirmek için devlet topraklarından 200 bin desyatinden (dönüm) fazla toprak ayrıldığını, Müslümanlardan ise 2 milyon ruble ile özel topraklar alınarak, Ermenilere verildiğini yazmış.
Böylece, Ermenilerin yerleştirilmesi ile isimleri geçen bölgelerin etnik yapısı değiştirilmeye başladı. Yermolov ve Mogilyovski tarafından 1923’de hazırlanmış Karabağ eyaletinin vergi defterinde ahalinin köylere bölünüşü, aile sayısı ve onların milliyeti belirtilmiştir. Tamamında Rusya’nın bu bölgedeki politikasını yansıtan ve Ermeni ailelerinin yerleştirdiği Azerbaycan köyleri, esaslı biçimde Ermeni köyü olarak kayda alınan bu belgeye göre Karabağ’da 15.729 aile Azerbaycan Türkü, 4.366 aile ise Ermeniler idi. Başka bir rakama göre, 1823 yılında Karabağ bölgesinde yaşayan 20 bine yakın ailenin toplam 1.5 bini Ermeni ailesi idi.
1825–1826 yıllarında, Rus-İran muharebesi esnasında 18.000 Ermeni ailesi Karabağ’a yerleştirildi. Türkmençay anlaşmasının sonucu olarak tahminen 70 000 Ermeni başta Karabağ olmak üzere Nahçıvan ve Revan’a yerleştirildi. Daha sonra Osmanlı Rusya arasında yapılan Edirne anlaşmasına bağlı olarak da 1828–1830 yılları arasında Rus Çarlığı, Güney Kafkasya’ya Türkiye’den 84 bin Ermeni getirerek Gence, Revan ve Tiflis vilayetinin Borçalı, Ahıska bölgelerinde meskûnlaştırıldı. 1828–1830 yallarında genel olarak Dağlık Karabağ’a 200 bin Ermeni yerleştirildi.
Bu göçlerden sonra 1932 yılında Rusların yaptığı başka bir resmi nüfus sayımına göre, Karabağ’ın nüfusunun %64.8’ni Azerbaycan Türkü, % 34.8’de Ermeniler idi. Bu sayımdan belli oluyor ki, gün geçtikçe Azerbaycan’daki Ermeni nüfusu Azerbaycan Türkü nüfusuna göre artmaktadır.
Amerikalı araştırmacı Kastin Makkartin, Azerbaycan’a Ermenilerin yerleştirilmesi ile ilgili şunları söylemişti: “1828 ve 1920 yılları arasında nüfusun demografik yapısını Ermenilerden yana değiştirme politikası sonucunda iki milyondan fazla Müslüman zorunlu olarak yaşadıkları alanlardan sürgün edilmiş ve net olarak belli olmayan sayıda insan ise katledilmişti … Ruslar iki kez 1828 ve 1854 yıllarında Doğu Anadolu’ya saldırmış, fakat her iki halde de geri çekilmeye mecbur olmuşlardır. Geri çekilirken kendileri ile 100000 Ermeni’yi Kafkasya’ya getirmiş ve yurtlarından kovulmuş ve imha edilmiş Türklerin yerlerinde yerleştirmişler”.
Rusların bölgeyi Hıristiyanlaştırmak için Ermenilerin Güney Kafkasya’ya göçleri sonraki yıllarda da sürekli olarak devam etmiştir. 1877–1878 Osmanlı- Rusya muharebesi yıllarında, Güney Kafkasya’ya 85.000 Ermeni getirilmiştir. 1894’de Türkiye’den, Güney Kafkasya’ya 90 bin, 1897 de 10 bin Ermeni gelmiştir. Artık, 1986’da Güney Kafkasya’ya gelen Ermenilerin sayısı 900 bine ulaşmıştır. Rus yazarı N.N. Şavrova 1911 yılında yayınladığı bir yazısında, Güney Kafkasya’da, özellikle Azerbaycan’da yaşayan 1.300.000 Ermeni’nin 1 milyonu yerli nüfus değil ve onların Rusya’nın sömürge politikası sonucunda dışarıdan buraya getirildiğini kaydetmişti.
19. yüzyılın birinci yarısı, yeni Ermenilerin Kuzey Azerbaycan topraklarında, özellikle Karabağ’a toplu şekilde yerleştirilmeye başlaması tarihi olmakla Azerbaycan halkının gelecek faciasının başlanma tarihi oldu. Son 2 yüzyıl boyunca Azerbaycan topraklarında yerleştirilen Ermeniler 1918 yılında Batı Azerbaycan’ın tarihi topraklarında kendilerine devlet kurdular, hatta Sovyet yöneticilerinin yardımı ile Karabağ Ermenilerine özerklik de kurabildiler. 1988 yılından başlayarak kurdukları bu devletin terörist ve bölücü güçleri Azerbaycan’ın yüzde 20’sini işgal etti, 1 milyon Azerbaycanlının mülteci durumunda yaşamalarına neden oldular.
Asef Zeynal
www.1news.com.tr