Ermenilerin Cavaheti’de Dağlık Karabağ senaryosunu gerçekleştirmek niyeti Gürcistan’ı uzun zamandır endişelendiriyor.
Komşu devletlerden toprak koparmak, başkalarının topraklarında gözü olan bu halk için toprak iddialarını gerçekleştirmek adına en uygun yoldur. Yıllardır komşulukta bulunan Azerbaycan ve Türkiye’ye karşı toprak koparma mücadelesi içinde olan Ermenilerin bu iddiaları, diğer komşusu Gürcistan içinde önemli sorundur. Ermeniler Gürcistan topraklarının da bir kısmını ele geçirmek için faaliyetlerini genişletmektedirler.
Bunun için rmenistan’da faaliyet gösteren çeşitli kuruluşlar hukuki temel oluşturmağa gayret ediyorlar. Somut olarak, onlar Gürcistan’nın Samtshe-Cavaheti bölgesinde yaşayan Ermenilerin bölücülük faaliyetinin genişlendirilmesi ve bu konuda Ermenistan’dan verilen desteğin daha da güçlendirilmesi çabası içindeler.
Gürcistan’da en tehlikeli bölücü bölgelerinden olan Cavaheti’de durum gerginleşmektedir. Bunun temel nedeni bölgede yaşayan ve Ermenistan istihbarat organlarının talimatı ile hareket eden Ermenilerin, Tiflis önünde şimdi daha iddialı talepler ileri sürmesidir. Bu talepler arasında Cavaheti’ye özerklik verilmesi, bölücülük faaliyetine göre tutuklu Ermenilerin hapisten serbest bırakılması, Cavaheti’de iç yazışmaların ve mahkeme hükümlerinin Ermenice olması gibi iddialar bulunmaktadır. Ayrıca Gürcistan’ın bu bölgesinde yaşayan Ermeniler ‘Vahid Cavaheti’ örgütü ile görüşmelere başlamaya, Ermeni Apostol kilisesine resmi statünün verilmesine, iki dilli Ermenistan-Gürcistan Üniversitesi’nin kurulması talebini de resmi Tiflis önüne koyuyorlar. Ermeniler diyorlar ki, Cavaheti bölgesinde gerçekleştirilen tüm ekonomik projelerin de taraf olmalıdırlar. Aksi-takdirde, burada faaliyet gösteren ve bölücülüğün temel propagandacısı olan ‘Yerkir’ örgütü Tiflis’in Cavaheti üzerinde kontrolünün imkansız olacağını açıkça beyan edecektir.
Gürcistan yönetimi ise net bir şekilde Cavaheti Ermenilerinin taleplerinin yerine getirilmesinin imkansız olduğunu bildiriyorlar. Resmi Tiflis bu taleplerin yerine getirilmesi halinde gelecekte söz konusu bölgede yaşayan Ermenilerin bağımsızlık taleplerinin de ileri süreceğini iyi anlıyor.
Cavaheti sakinleri Ermeni diasporası aracılığıyla Tiflis’e uluslararası düzeyde baskı uygulanmasına çalışıyor ve bunu kendilerinin Gürcistan yönetimi tarafından ‘ayrımcılığa maruz kalmaları’ gibi izah etmeğe gayret ediyor. ‘Yerkir’ örgütünün başkanı Sevak Artsruni’nin Avrupa’da ve ABD’de yaşayan Ermeni diasporasına yaptığı başvurusunda Gürcistan yönetiminin ayrımcılık politikası sonucunda Gürcistan’da yaşayan Ermeniler ülkeyi terk etmek zorunda kaldığı bildiriliyor. Başvuruda resmi Tiflis’ın Gürcü dilinin toplumsal yaşamın tüm alanlarında temel iletişim aracına çevirmek politikasının, Cavaheti Ermenilerinin kültürel, siyasal, sosyal-ekonomik haklarını kısıtladığı vurgulanıyor.
Ermenilerin iddiasına göre, şuan Gürcistan yönetimi Cavaheti’de Ermenilerine karşı ‘terör politikası’ uyguluyor. Bununla ilgili Ermenistan’da faaliyet gösteren ‘Yerkir’ örgütü ‘Cavaheti’ ve ‘Mitk’ örgütleri ile ortak açıklamalar yaparak, söz konusu bölgede yaşayan Ermenilerin hakları güya kaba şekilde bozulduğunu iddia ediyorlar.
Gürcistan tarafı ise ülke topraklarında yaşayan Ermenilere karşı hiçbir ayrımcılığın yapılmadığını, onlara karşı diğer etnik azınlıklarla aynı muamelenin yapıldığını söylüyor. Ermenistan’a resmi ziyaret sırasında Gürcistan Dışişleri Bakanı Grigol Vaşadze, Cavaheti’de Ermeni nüfusunun sorununun olmadığını kaydetti ve burada bulunan bazı Ermeniler Ermeni oldukları için değil, yaptıkları suçlar yüzünden hapsedildiklerini vurguladı.
‘Yerkir’ örgütünün başkanı uluslararası kamuoyunu ve Ermeni diasporasını Cavaheti konusunda özel dikkat etmeli olduğunu farz ediyorlar. Sevak Artsruni iddia ediyor ki, Gürcistan bağımsızlık kazandıktan sonra iktidara gelen tüm devlet başkanları Ermenilere karşı acımasız politika yürütmektedir. Ermenistan’ın istihbarat organları ile yoğun ilişkide olduğu bildirilen Sevak Artsruni, ayrıca Cavaheti’de yasadışı faaliyet gösteren ve Ermenilerden oluşan silahlı gurubun önemli yöneticilerinden biridir.
Cavaheti Ermenilerinin Tiflis’in önüne sürdüğü talepler, Ermenilerin yıllardır oluşmuş amaçlı politikasının bir parçasıdır. Temel amaç bölücülük politikası gerçekleştirmekle Cavaheti’nin ‘bağımsızlığını sağlamak’ ve ileride onu Ermenistan’a birleştirmektir. Ermenilerin Cavaheti’de Dağlık Karabağ senaryosunu gerçekleştirmek niyeti Gürcistan’ı uzun zamandır endişelendiriyor.
Gürcistan’ın Samtshe-Cavaheti bölgesinde bölücülerin arkasında net olarak Ermenistan’ın olduğu anlaşıldığında bu sorun, Gürcistan için Abhazya ve Güney Osetiya sorunları düzeyinde bir ciddiyet taşıyacak.
Gürcistan tarafının argümanlarını dinlemeyen Ermeniler, Cavaheti’de haklarının ihlali konusunu uluslararası kamuoyunun dikkatine ulaştırılmalı olduğunu ve bu yönde Ermeni diasporası, ayrıca Ermenistan devletinin etkinliğinin daha da güçlendirilmeli olduğunu savunuyorlar. Samtshe-Cavaheti bölgesinde Ermenilerinin örgütlenmesi ve silahlı birlikler oluşturması dikkat çekiyor. Silahlı birliklerin oluşturulmasında Ermenistan istihbarat organlarının ve faaliyeti resmi Erivan’ın kontrolünde olan, fakat Samtshe-Cavaheti topraklarında faaliyet gösteren çeşitli sivil toplum örgütlerinin önemli rolü vardır. Onlar sırasında Ahaltsahi Ermeni Gençler Merkezi, ‘Charles Aznavour’ hayır kurumu, ‘Vahid Cavaheti’ Ermeni örgütlerini örnek gösterebiliriz.
Geçenlerde Ermenilerin bölücülük faaliyetini önlemek için Gürcistan özel eğitimli birlikleri tarafından Samtshe-Cavaheti’de yapılan operasyon sırasında Ermenilerin birkaç sivil toplum kuruluşları yöneticileri gözaltına alındı. Gürcistan’nın yetkili kurumları, bu kişilerin tutuklanma nedeni yasadışı silahlı birlikler oluşturmak ve Gürcistan’ın aleyhine casusluk faaliyetlerinde bulunmak olarak belirtiler. Tutuklananların amelleri somut olgularla onayını bulsa da, Ermeniler bunu kabul etmiyor ve bu olayları kendilerine yönelik baskı gibi nitelendiriyorlar. ‘Hetan’ örgütünün temsilcisi Aram Arqutyan, bu tutuklamaları Gürcistan yönetiminin Samtshe-Cavaheti bölgesinde yaşayan Ermenilere karşı yönelen politikasının bir parçası olduğunu ifade etmişti: “Resmi Tiflis’in politikası bellidir. Samtshe-Cavaheti’de Ermenileri etkisizleştirmek ve bu bölgede yaşayan Ermenileri giderek buradan çıkarmaktır”.
Tüm bunlar artık Ermenilerin Samtshe-Cavaheti bölgesinde bölücülük faaliyetinin Gürcistan için oldukça ciddi sorun olduğunu doğrulamaktadır. Şimdilik resmi Tiflis durumu kontrolde tutmak için bölgede bölücülük faaliyetinde bulunanları, yasadışı silahlı birlikler oluşturulmasında taraf olan Ermenileri hapis etme ve diğer yöntemlerle cezalandırmakla yetiniyor. Fakat bu bölgede bölücülerin arkasında Ermenistan’ın net olarak durduğu anlaşıldıkta bu sorun Gürcistan için Abhazya ve Güney Osetiya sorununa beraber olması olasılığı çok büyük. Şimdilik resmi Erivan’ın esas amacı bölücülük dalgası ile ilk olarak Samtshe-Cavaheti bölgesine Gürcistan tarafından özerklik verilmesini sağlamaktır. Ardından ise Ermenilerin söz konusu bölgenin bağımsızlığı uğruna faaliyeti kuşkusuzdur. Artık Erivan’da bu amaçla somut çalışmalar yürüten siyasi partiler, farklı sivil toplum örgütleri bulunmaktadır.
Şuan Ermenilerin Gürcistan’dan toprak iddiası sadece Samtshe-Cavaheti bölgesi ile tamamlanmıyor. Daha bir sorun Bavra köyü ile ilgilidir. Şirak vilayetinde bulunan Bavra köyü, 1947 yılında elde edilen anlaşma gereği, Gürcistan’a aittir. Geçmiş SSCB’nin dağılmasından sonra bu köyün topraklarının dahil olduğu bölge Gürcistan ve Ermenistan arasında tartışmalı alana dönüştü. Ermenistan söz konusu alanda sınır çizgilerinin geçtiği yer 1921 yılında iki ülke arasında imzalanan anlaşma ile belirlendiğini ve bu anlaşma ile Bavra köyünün Ermenistan’a ait olduğunu iddia ediyor. Fakat Gürcistan tarafı, 1947 yılı sözleşmesini esas getirerek, sözü edilen köyün Gürcistan’a ait olduğunu kanıtlamaya hazır olduğunu beyan ediyor.
Ermeniler, bu tartışmalı ve sınır çizgilerinin henüz belirlenmediği alanlarda toprakların benimsetilmesi amacıyla aktif faaliyete bulunmakta ve burada geniş çaplı tarım çalışmaları yapmaktadırlar. Ermenistan yetkilileri, Ermeni çiftçilerinin toprakların özelleştirilmesi konusunda belgeleri olduğundan bu toprakları istediği gibi kullana bildiklerini savunuyorlar. Fakat bu belgeler Ermenistan yönetimi tarafından verildiğinden, doğal olarak Gürcistan tarafı için geçerli sayılmıyor. Bundan rahatsız olan resmi Tiflis bu alanlarda Ermenilerin çeşitli faaliyetlerini yasakladı.
Ermenilerin Gürcistan’a karşı ileri sürdüğü iddiaları sadece toprakla talebi ile sınırlı değil. Gürcistan Ermenileri burada bulunan kiliselerin büyük çoğunluğunun kendilerine ait olduğunu iddia ediyorlar. Bununla Ermeniler bu topraklarda eski zamanlardan yaşadıklarını kanıtlamaya çalışıyorlar. Tbilis’te ‘Noraşen’ kilisesi ile ilgili Ermenilerle Gürcüler arasındaki tartışma yaşanmaktadır. Gürcistan Ortodoks Kilisesi ‘Noraşen’ in Gürcülere ait olduğunu söyleseler de, Ermeniler aksini iddia ediyor.
Tüm bu olgular Ermenilerin Güney Kafkasya’da bölücülük dalgasını fiili olarak genişlenmekte olduğun kanıtlıyor. Artık Gürcistan’ın da bu konuda ciddi sıkıntı çekeceği belirtisi gözükmektedir.
Asef ZEYNAL
www.1news.com.tr