Rusya’nın Kafkasya’da yayılma siyasetinde Rus yayılmacılığına engel oluşturan Azerbaycan Türklerinin bölgedeki coğrafi, nüfus ve güç olarak egemen konumu Rusya için bir tehdit oluşturmakta idi.
Azerbaycan Türklerinin Osmanlı Türkleri ile aynı milli köklere, dine ve ortak kültüre sahip oluşu Osmanlı – Rusya rekabeti ortamında Rusya’yı çıkmaza sürüklüyordu. Bu durumda Rusya Ermeni kozunu kullanarak Azerbaycan Türklerinin toprakları hesabına Ermenistan arazisini genişletmek ve bölgeyi Ermenileştirmek politikasını, kendisinin bölgede söz sahibi olabilmesi için en uygun çözüm yolu olarak belirlemiştir.
Bu politika kapsamında Rusya’nın ezeli müttefiki olan Ermenistan, Rusya’nın gücünü kullanarak arazisini genişletmiş, Rusya ise Kafkaslardaki konumunu güçlendirmiştir. Bu politika günümüzde de maalesef devam etmektedir. Kürekçay anlaşması Azerbaycan’ın Karabağ bölgesine Ermeni göçünü sağlayan anlaşmalar içerisinde önemli sayıldığından dolayı bu anlaşmayı tarihi ve sosyolojik açıdan irdelemek bölgenin tarihi geçmişini aydınlatmak açısından önem taşımaktadır.
Kürekçay Anlaşması, Karabağ Han’ı İbrahim Halil Han ile Çarlık Rusya’sının Kafkaslardaki komutanı P. D. Sisyanov tarafından 14 Mayıs 1805 yılında Gence yakınlığındaki Kürekçay sahilinde kurulan askeri karargâhta imzalanmış ve bu nedenle “Kürekçay Antlaşması” olarak adlandırılmıştır. Anlaşmaya İbrahim Halil Han’ın arkadaşı Şeki Hanı Salim Han da katılmış, Şeki Hanlığı da bir hafta sonra Rusya’nın egemenliğine girmiştir. Kürekçay Anlaşması 11 maddeden oluşmaktadır. Bu antlaşma aslında bir “yemin taahhüdü” diğer bir değişle “Devretme Anlaşması” olarak bilinmektedir. Anlaşma tarih boyu Türk yurdu olan Karabağ’ın kaderini ve nüfus dinamiğini Azerbaycan aleyhinde önemli ölçüde etkilediği için hususi önem taşımaktadır. Anlaşma aşağıdaki maddelerde olduğu gibidir;
1. Ben, Şuşalı ve Karabağlı İbrahim Han kendi adımdan, varislerim ve veliahtlarım adından İran veya her hangi bir devletin her türlü egemenliğinden veya her hangi bir isim altında olsa da, her tür bağlılığından vazgeçiyorum ve beyan ediyorum ki, ben ve varislerim üzerinde Rusya Çarı’nın ve onun varislerinin ve veliahtlarının hakimiyetinden başka hiçbirdevletinhakimiyetinitanımıyorum, hemen taht taca sadakat sözü veriyorum..
2. Çar ve Çar yönetimi, İbrahim Han’ın böyle samimi söz vermesini kabul ederek, kendisinin ve veliahtlarının ardından İmparator sözü ile vaad ediyor ve söz veriyor ki, Çar yönetimi Şuşalı ve Karabağlı İbrahim Han’dan ve onun varislerinden kendi sadık tebaaları gibi merhamet ve yardımı hiçbir zaman esirgemeyecektir. Buna ispat olarak Çarlık, Han ve onun varislerinin ülkesinin bütünlüğünün korunması sözü veriyorum.
3. Çar hükümeti, Şuşalı ve Karabağlı İbrahim Han’ın bütün Rusya İmparatorlarının ve onların veliahtlarının kendi üzerinde tek ve yüce hakimiyetini samimiyetle kabul etmesi karşılığında alınan karara göre, adı geçen Han, ondan sonra ise büyük oğlunun ve bu şekilde sülâlenin yaşça sonraki büyüğü irsen hanlığa geçerken Rusya’nın Gürcistan’daki Baş hakimi tarafından hanlığa atanmak üzere devlet mühürü ile onaylanmış, Hanlığa atanması ile ilgili belgeyi aldıktan sonra, Rusya İmparatorluğuna sadık olacağına kendisinin ve varislerinin de Rusya İmparatorluğunun ali ve tek hakimiyetini tanıması ile ilgili yemin etmelidir. Yemin metni antlaşmaya eklenmeli, şimdi Karabağ Han’ı olan İbrahim Han, bu yemin törenini Rusya’nın Gürcistan’daki Baş hakimi ve General Sisyanov’un da katıldığı törenle yerine getirmelidir.
4. Ben, Şuşalı ve Karabağlı İbrahim Han, benim ve varislerimin bütün Rusya İmparatorluğu’nun himayesini ve imparatorluğa olan sadakatimi göstermek için, Rusya’nın Gürcistan’daki Baş hakiminin razılığı ve izni olmadan komşu hakimlerle ilişki kurmayı, onlardan elçiler gelirse ve mektup gönderilirse, önemli ve konusu tutarlı olanları Çar temsilcisine göndererek ona danışmayı, çok da önemli olmayan diğer mektup ve konularla ilgili halka bilgi vermeyi ve Baş hakim tarafından yanıma atanmış olan şahıs’a bilgi vererek, bu ve diğer konuları ona danışmayı kabul ediyorum.
5. Çar, Şuşalı ve Karabağlı İbrahim Han’ın ülkesi üzerinde kendisinin tek ve yüce hakimiyetinin tanınmasını razılıkla kabul ederek, kendisinin ve varislerinin adından söz ediyor;
a) Hemin ülkenin halkları Rusya İmparatorluğunun halklarından “az da olsa ayırmayarak kendi tebaaları” sayacaktır.
b) İbrahim Han’ın ve onun sülalesinden olan varislerinin Karabağ hanlığı üzerinde hakimiyeti değişmezdir ve korunacaktır.
c) Hanlık içi yönetimle ile ilgili hakimiyet işleri, mahkeme ve vergi toplama
işlemleri Han’ın yetkisinde kalacaktır.
d) Han’ın ve onun sülâlesinin, aynı zamanda onun ülkesinin korunması için Şuşa kalesine 500 kişilik Rus ordusunun yerleştirilmesi için, yer ayarlanacak, ciddi savunma gerektiği takdirde ise durum ve ihtiyaca göre Gürcistan’daki Rusya’nın Baş hakimi tarafından takviye kuvvet ile güçlendirilecektir. Han’ın ülkesi bütün Rusya İmparatorluğuna bağlı olan diğer ülkeler gibi, harbi kuvvet ile savunulacaktır.
6. Ben Şuşalı ve Karabağlı İbrahim Han Rusya’ya göstermek için söz veriyorum;
a) İster şimdi, isterse de sonralar yukarıda ismi geçen kuvvete lâzım olan buğday ve bulguru Baş hakimin belirlediği fiyata ayarlayacağım, çünkü onların Gence’den sevki ya çok zor, ya da tamamen imkânsız gibidir;
b) Ordunun Şuşa kalesine yerleşmesi için, subaylarının beğendikleri evler onlar için ayrılacak ve odun ihtiyaçları hanlık tarafından karşılanacaktır;
c) Şuşa kalesine Gence tarafından gelen yol, yolcu arabalarının gidiş gelişi için yararlı duruma getirilecektir;
d) Hükümet Şuşa kalesinden Cavad’a giden yolu düzenlemek isterse, o zaman bu iş için gerekli olan işçiler hükümetin görevlendirdiği yetki ile bana verilmelidir.
7. Rus Çarlığı, Şuşalı ve Karabağlı İbrahim Han’a ve onun varislerine güven, merhamet ve saygı işareti olarak üzerinde Rusya imparatorluğunun sembolü, arması olan bayrakla ödüllendiriyor, bayrak hanlık tarafından korunmalı, onun yanında bulunmalıdır ve bu ülke üzerinde Rusya’nın hakimiyet sembolü olarak bilinmelidir. Savaşa gidilirken Han, bu bayrağı beraberinde götürmelidir.
8. Ben Şuşalı ve Karabağlı İbrahim Han, kendi bütçemden her zamanki gibi istifade etme yetkim olduğundan Rusya Çarlığının Tiflis’te yerleşen hazinesine yılda 8000 kervan altını (524 bin Rus Rublesi) ödemeyi üzerime alıyorum. Ödemenin bir hissesini Şubat’ta, diğer yarısını ise Eylül’de ödemeyi garanti ediyorum. Antlaşma ile birlikte büyük oğlum Mehmet Hasan Ağa’nın ikinci oğlu Şükürullah’ı Rusya’nın Tiflis’teki karargâhına rehine olarak vermeliyim.
9. Han kendisinin özel isteği ile Şükürullah’ı Tiflis’te sadakat bildirmek için tutturmalı; Han, torununun ihtiyacı olan günlük 10 gümüş Manat’ı karşılamalıydı.
10. Bu antlaşma ebedî bir süreyle imzalanıyor ve bundan böyle, şimdilik hiçbir değişikliğe uğramamalıdır.
11. Bu anlaşma Çar tarafından onun devlet mühürü basılmış ferman şeklinde onaylandıktan sonra, altı ay içerisinde veya daha erken yürürlüğe girmelidir. Yukarıdaki gerçeklere uygun olduğunu bildirmek için aşağıda imza edenler Gence’nin bitişiğinde, Kürekçay nehri kıyısında 14 Mayıs 1805 yılında bu maddeleri imzalayarak mühürlediler.[1]
Bu antlaşma Rusya’nın Azerbaycan’ı işgal ettiğine dair ilk hukuki bir vesika olarak bilinmektedir. Kürekçay Anlaşması devletlerarası ilişkilerde savaşsız olarak, yani siyasî yolla imzalanmış bir anlaşmadır. Rusya devleti daha sonra Şeki, Şamahı ve Gence hanlıklarına da aynı anlaşmayı imzalattırarak onları da kendi egemenliği altına almıştır.
Stratejik açıdan önemli bir konuma sahip olan Karabağ hanlığının işgali, aslında bütün Azerbaycan’ı istilânın başlangıcı idi. Bu hanlığın dağlık bölümü Azerbaycan’ın bütün Batı bölgesini kontrol etmek imkânı veriyordu.[2] Anlaşmalarla ilgili ulaşabildiğimiz arşiv belgelerinde ve Kürekçay Anlaşmasının orjinal metninde de açık bir şekilde belirtiliyor ki; Çarlık sadece Azerbaycan topraklarını işgal etmiştir. Ermeniler ise buraya sonraları Türkiye ve İran’dan göç ettirilmişlerdir. Bu belgelerin hiç birinde Çarizmin Karabağ’ı işgal ettiği dönemde, Karabağ’da Ermeni yerleşimlerinin bulunduğuna ve onların Rusya’nın egemenliğine geçmesi ile ilgili işaret ve bilgi yoktur.[3] 1801 – 1085 savaşları sonucunda Çarlık Rusya’sı Azerbaycan’ın Kazah, Gence, Karabağ, Şeki hanlıklarını ve Şemseddil sultanlığını kendi egemenliğine katmıştır. Rusya bununla yetinmeyerek Karabağ hanlığının bulunduğu coğrafya’ya Ermeni göçünü başlatmış, daha sonraki antlaşmalarda ise bu göçün hızlandırıldığını ve buna hukuki bir zemin bile hazırlandığını görmekteyiz. Ruslar bölgede bu şekilde, Azerbaycan Türklerini azınlık duruma düşürmeyi amaçlıyorlardı.
S. B. Bronevski, hanlıkların Rusya hakimiyetine geçmesinin nedenini bu hanlıkların tamamen zayıf ve güçsüz olmasında değil, Rus silahının gücünde görür. Ona göre; “Kuba hanlığı Rusya ile birleştirilene kadar hanlıkta bir kent, 245 köy, 7964 bahçe var idi. Rus silahı bu yerlere hakim olduktan sonra onların sayısı azaldı.”[4]
Başka bir Rus tarihçisi Platon Zubov’a göre. “Kafkasya’nın Rusya tarafından ele geçirilmesi olayı Çarlığın ekonomik ve uluslararası gelişmesi için önem kesp ediyor”.[5] Bu eserinde yazar daha çok Rusya tarafından işgal edilen Azerbaycan bölgelerinin doğası, konumu, kentleri ve halkı hakkında bilgilere geniş yer vermiş, işgal meselesinden az bahsetmiştir.
Platon Zubov diğer eserlerinde, Rus ordusunun Kafkasya’yı işgal ettiği zaman gösterdikleri “kahramanlıklardan” söz ediyor. P. Zubov Kafkasya’da Rus işgalinde “kahramanlık” gösteren Rus subay ve askerlerini “vatan şahinleri” olarak adlandırmıştır.[6] Yazar işgal amacı ile başka topraklarda savaşan Rus generalini ve askerlerini “vatanın genişlenmesi uğrunda canını koyan fedailer” diye adlandırmaktadır”.[7] Eserin bir çok yerinde bölgede oturan Ermenilerin de “yiğitliğinden” bahsedilir. P. Zubov’a göre; “Ermenilere Rus subayları daha çok itibar ediyorlardı. Çünkü, onlar düşmanı sırtından vurmak konusunda birkaç kere denenmişlerdi”.[8]
Kısa bir süre sonra Kürekçay Anlaşması ile Karabağ hanlığının “bütünlüğünün korunmasına” dair verilen “imparator garantörlüğü”, aynı zamanda İbrahim Han’ın ve onun varislerinin “Karabağ hanlığı üzerinde hakimiyetinin değişmez”liğine verilen garantörlük sözünün boş bir vaat olduğu anlaşılmıştır. 1812 yılında Rus hükümeti kendilerinin verdiği garantörlüğe ihanet ederek, Karabağ hanlığı dahil kendi hakimiyetlerinde olan Azerbaycan hanlıklarının hakimiyetine son verdi. Bunun sonucunda Azerbaycan halkı millî “siyasî hukukunu kamilen kaybetti”.[9] Rus egemenliğindeki hanlıklarda, Çar yöneticileri tarafından yapılan haksızlıklar hanları ve halkı çileden çıkartıyordu. 1806’de General Sisyanov’un Bakû’de öldürülmesi üzerine, hanlıklara bağımsızlık için fırsat doğdu. İbrahim Han’ın Rus ordusunu Karabağ’dan kovmak için hazırlıklara başlaması olayı Ruslara ihbar edilince, saldırı gerçekleşmedi. Haziran 1806’da Rus komutan Lisanoviç ani bir baskın düzenleterek İbrahim Halil Han’ı ve bütün ailesini öldürttü.[10] 1813’te yapılan Gülistan Antlaşması ile Rusya Karabağ’a tamamen hakim olmuştur. Rus istilâsı karşısında, Azerbaycan hanlıkları yalnız kalmışlardı. Osmanlı imparatorluğunun kendi meseleleri ile uğraşmak zorunda kalması, bölgeye müdahile gücünü zayıflatmıştır. İran ordusunun Ruslara karşı giriştiği savaşta yenilgiye uğraması üzerine 1813 yılında Rusya ile Gülistan Antlaşması’nı yapmak zorunda kalmıştır.
Dr. Afgan VELİYEV
Sosyolog. Araştırmacı Yazar.
[1] A. Berge, Aktı, Sobrannıye Kafkazskoy Arkheogarafiçeskoy Komissiiy (Kafkasya Arkeografya Komisyonunun Topladığı Belgeler), II. Cilt, Dosya No: 1436, Tiflis, 1868, ss, 702-705.
[2] Cemil Hesenli,“RusyaFederasyonu Güney Kafkasya Cumhuriyetleri ve Dağlık Karabağ Konusunda Çıkmazlar İçinde”. Azerbaycan Dergisi, Yıl; 46, Sayı; 312, Ankara, 1987, s, 10.
[3] “Karabağ Hanlığının Rus Egemenliğine Geçmesi” ile ilgili “Kürekçay” Antlaşması metni, 1868 yılında Gürcistan’ın başkenti Tiflis’te el yazısı ve matbu haliyle yayınlanmıştır. Karabağ olaylarının başlaması ve bölgedeki “Ermenilik” iddiaları üzerine, Antlaşma metni tekrar gündeme gelmiş ve 1992 yılında Azerbaycan Matbuat Komitesi tarafından Tıpkıbasım olarak Azerbaycan Türkçesi, İngiliz ve Rus dillerine tercüme edilmiştir. Hatırlatalım ki, antlaşmanın orijinal metninin bir kopyası, Azerbaycan Devlet Tarihi Arşivinde; Fond: 130, Siyasî: 1, İş/Dosya 14, s, 245 – 248’de bulunmaktadır.
[4] S. B. Bronevski, Noveyşiye Geografiçeskoye İ İstoriçeskiye İzvestiya OKafkaze (Kafkasya’daki Yeni Tarihi ve Coğrafi Gelişmeler), I-II. Bölüm, Moskova, 1823, ss, 391-392, ss, 454 – 455.
[5] P. Zubov, KartinaKavkazskogo Kraya, Prinadlejaşego Rossiyi İ Sopredelnıkh K Nemu Zemel ( Kafkasya Haritası, Kafkasya’nınRusya’ya birleştirilmiş arazileri), III. Bölüm , Moskova, 1834, ss, 261-265.
[6] P. Zubov, Podvigi Ruskih Voynov v Stranah Kafkazskih s 1800 po 1834 g. (180 – 1834 Yıllarında Rus Askerlerinin KafkasyadakiKahramanlıkları), Moskova, 1837, ss, 27-29.
[7] Age, ss, 27-29.
[8] Age, ss, 19-35.
[9] Tofik Köçerli, Karabağ, Elim Neşriyatı, Bakû, 2002, s, 214.
[10] Cemalettin Taşkıran, Geçmişten Günümüze Karabağ Meselesi, Ankara, 1995, ss, 7-10.
www.turkiyehaberajansi.com